1950’lerde Cemal Süreya ve Edip Cansever’le birlikte ‘İkinci Yeni’yi kuran usta şair Ahmet Turgut Uyar, ölümünün 37. yılında anılıyor.
Fatma Hanım ile Hayri Bey’in altı çocuğundan beşincisi olarak 4 Ağustos 1927’de Ankara’da dünyaya gelen Uyar, yine bir ağustos gününde, 22 Ağustos 1985’te hayatını kaybetti. Uyar, mutsuzluğu, umudu, ayrılığı, kavuşmayı, özlemi, hüznü ama en çok da insanı anlatan şiirleriyle tanındı.
Uyar’ın şiire olan ilgisi çocukluk yıllarında başlıyor. Ortaokul ve lise yıllarında “Günde üç beş şiir, haftada, on beş günde bir roman yazıyordum. Ama ne şiirler, ama ne romanlar…” diyerek kendisini ifade eden Uyar, roman yazarken sıkıldığını, Alain-Fournier’in Fransız edebiyatının klasiklerinden sayılan Adsız Ülke ve Fyodor Dostoyevski romanlarını okuduktan sonra roman yazmayı bıraktığını söylemiştir. Şiirde ise lise son sınıfta Ömer Hayyam, Nedim, Yahya Kemal Beyatlı, Tevfik Fikret, Ahmet Haşim gibi şairleri taklit etmiştir.
1947’de ‘Yad’ isimli ilk şiiri Yedigün dergisinde yayımlanan şair, 1948’de Kaynak dergisinin açtığı bir şiir yarışmasında ikincilik kazandı. Seçici kurulda bulunan şair-yazar Nurullah Ataç, birincilik adayının Uyar olduğunu açıklayarak, ileride çok iyi bir şair olacağını söylemişti.
1949’da ilk kitabı ‘Arz-ı Hal’ Kaynak Yayınları’ndan çıkan Uyar, 1952’de ‘Türkiyem’ adlı ikinci kitabını Nurullah Ataç’ın ön sözüyle yayımladı. Kitap, o ve sonraki dönemlerin ünlü şairlerinin kitaplarının yayımlandığı yayınevlerinden biri olan Varlık Yayınları’ndan çıktı.
Uyar’ın 1959’da yayımladığı üçüncü kitabı ‘Dünyanın En Güzel Arabistanı’nda yer alan şiirlerden biri olan ‘Göğe Bakma Durağı’, kendi şiir serüveni içerisinde hem oluşturulan modern yapı ve ses, hem de modernist yaklaşımlarla yeni imgeler kurma açısından dönüm noktası olarak gösterilirken, ‘Uyar şiirinin ana gövdesinin homojen bölgelerinden biri’ olarak tarif edildi.
Uyar’ın şiirinde yalnızlıkla umut, varlıkla yokluk, çıkmazla kurtuluş hep bir aradadır. Şiirlerinde ‘şairaneliğe’ çok az yer veren Uyar bu durumu “Şiirde şairaneye hep karşı oldum. Ama… bir dönemin şairanesine. Değişen dünyayla bütünleşen şiir, hayattan yola çıkan, her dönemde kendi şairanesini yaratır. Kaçınılmaz olgudur bu. Şairanelik sadece sözcüklerde, imgelerde değildir, takınılan tavırdadır biraz da. Örneğin hecenin şairanesi gurbette, hasrette aşk kırgınlıklarında idiyse, Garip’in şairanesi kentli küçük adamın bulduğu ile yetinirliğinde, bir bakıma vurdumduymazlığındadır” sözleriyle açıklamıştır.
Uyar’ın hayatı
Konya Askeri Okulu, Işıklar Askeri Hava Lisesi ve Askeri Memurlar Okulu’nu bitirip, Posof, Terme ve Ankara’da personel subayı olarak görev yapan Uyar, henüz Askeri Memurlar Okulu’nda öğrenciyken 1947’de annesinin isteği üzerine Yezdan Şener ile evlendi. 18 yaşında baba olan Uyar’ın bu evlilikten Semiramis, Tunga ve Şeyda adında üç çocuğu oldu.
1966 yılında Yezdan Şener’den boşanıp İstanbul’a yerleşen Uyar, o dönem Cemal Süreya ile ilişkisi bitme aşamasında olan öykü yazarı Tomris Uyar ile şiir üzerine mektuplaşmaya başladı.
Kendisini esin perisi olarak hissettiği Tomris Uyar’la 1969 yılında evlendi ve Hayri Turgut adında bir erkek çocukları oldu.
Göğe Bakma Durağı
İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım
Falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
İnecek var deriz otobüs durur ineriz
Bu karanlık böyle iyi afferin Tanrıya
Herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
Hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
Herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
Herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
Nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
Beni bırak göğe bakalım
Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
Tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
Bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
Sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
Bana dönesin diye bir bir kapattım
Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönmiyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat
Durma göğe bakalım.