CANAN COŞKUN
canancoskun@diken.com.tr
@canancoskun
Gezi Parkı eylemlerini organize ve finanse etme suçlamasıyla 18 yıl hapse mahkûm edilerek tutuklanan mimar Mücella Yapıcı, şehir plancısı Tayfun Kahraman ve avukat Can Atalay’a destek olmak için Karaköy’deki Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi önünde devam eden nöbete tutukluların aileleri katıldı.

Davada Osman Kavala’ya ağırlaştırılmış müebbet, Yapıcı, Çiğdem Mater, Hakan Altınay, Mine Özerden, Atalay, Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi’ye 18’er yıl hapis cezası verilmişti. Mahkeme, hükümle birlikte tutuksuz olarak yargılanan kişilerin de tutuklanmasına karar vermişti.
Bu nedenle İstanbul’un Beyoğlu ilçesindeki Karaköy semtinde bulunan Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi önünde 27 Nisan’dan bu yana adalet nöbeti tutuluyor.
Nöbetin bugünkü ziyaretçileri Atalay, Kahraman ve sivil toplumcu Hakan Altınay’ın yakınlarıydı.
Basın mensuplarına açıklama yapan yakınların konuşmaları şöyle:
Davutoğlu ve Babacan’a çağrı
Mustafa Atalay (Can Atalay’ın babası): Türkiye’de belli dönemlerde belli korku dönemleri yaşanır. Bu yaşadığımız dönem de bu korku dönemlerinin biraz çıtasını yükseltme zamanıdır. Onun için dik duracağız, yılmayacağız, bir arada olacağız ve kazanacağız. Biz bu davanın iki müştekisi Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu’na bir çağrı yaptık. Bu iki şahsa çağrı yapmamızın ana sebebi bu ortamdan Türkiye’yi çıkarmak için görüşmeler yapılan bir oluşum içinde olmaları. Biz diyoruz ki televizyonlarda müşteki olmadığınızı söylüyorsunuz. Söz uçar, yazı kalır. Dosyaya mağdur olmadığına dair dilekçe koydur avukatlarına. Bir defa avukatları aradı, sonra dönüş olmadı. Biz bu müştekilikten çekilme meselesini, talebimizi hiçbir şekilde gündemden düşürmeyeceğiz. Madem bu baskı ortamından kurtulmak için adım atıyorlar, gelin bu baskı ortamının yarattığı hukuksuz, belgesiz yargılamalarda müebbetin, 18 yılın, Demirtaş’ın, Kozağaçlı’nın ve binlerce kişinin mağduriyetini gidermek için burada bir adım atın, müştekilikten çekilin.
‘Kaçma şüphesiyle tutuklular’
Meriç Demir Kahraman (Tayfun Kahraman’ın eşi): Ortada delille ispatlanmış suç, suç örgütü, hüküm yoktur. Kaçma şüphesiyle tutuklu bulunuyorlar. Ne delil tartışıldı, ne herhangi bir şey ispat edildi. 25 Nisan saat 18.35’den itibaren meslektaşlarımız, arkadaşlarımız, eşimiz, dostumuz hepsi orada tutsak tutuluyor. Tek bir gerekçeyle: Mesleklerini yaptıkları için. Gezi Parkı’nın park olmasını sonuna kadar savunduk, sonuna kadar da savunacağız. Bu konuyla ilgili yaptığımız her şey meşrudur. Can, Mücella, Tayfun, TMMOB’ye bağlı olarak mesleklerini icra eden insanlar hükümetin masasına, Bülent Arınç’ın, Recep Tayyip Erdoğan’ın masasına devletin imkanlarıyla oturtuldular ve bu konuda Taksim Dayanışması’nın sözcüleri olarak dinlendiler. Bütün talepler meşru, bütün süreçler resmidir. Bugün suçlu olarak anılmaya çalışılan şey hukuktur, şehir planlamadır, imar hukukudur. Bu tehdit altında da arkadaşlarımız, eşimiz, dostumuz, Tayfun, Can, Mücella, Hakan bizler için orada, Gezi Parkı için orada. Biz onların mücadelesini burada hep beraber sürdüreceğiz.
‘Bu hukuksuzluk bu toplumu çürütür’
Hande Altınay (Hakan Altınay’ın eşi): Dayanışma bizi ve içeride rehin tutulan sevdiğimiz insanları yaşatıyor. Bu insanların hepsi belgeselci olarak, sivil toplumcu olarak, şehir plancısı olarak hayatlarını ve kariyerlerini bu toplum için iyi bir şey yapmaya adamış insanlardır. Bugün o yüzden cezalandırılmış insanlardır. Hiçbir suç yoktur. Bir hakim heyetinin karşısında tek bir soru sorulmadan, tek bir delil toplanmadan, tek bir tanık dinlenmeden 18 yıl ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla karşı karşıya kaldık. Bu hukuksuzluk bu toplumu çürütür. Biz bununla sonuna kadar mücadele edeceğiz. Değil 18 yıl, hemen oradan çıkıp evlerine dönmesi gerekir.
Şükran Atalay (Can Atalay’ın annesi): Ne Tayfun’un, ne Mücella’nın, ne Çiğdem’in, ne Mine’nin, ne Osman Kavala’nın bir suçu var. Esas suçlular dönüp kendilerine baksın. Utanılacak hiçbir şeyimiz yok. Alnımız ak, göğsümüz tertemiz.

Nöbetin tutuklu yakınlarından önceki ziyaretçisi ise CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve Validebağ Gönüllüleri’ydi. Kaftancıoğlu, ziyareti sırasında şöyle konuştu:
“Bizler bu kentte yaşayan, kentin hakkını koruyup kollayan kişiler olarak haklı mücadeleyi verirken haksız, hukuksuz yere tutuklanan herkesin hukuk mücadelesinin yanında olacağımız için bugün buradayız. Ülkemizde ne yazık ki siyasallaştırılmış ve araçsallaştırılmış yargı eliyle adliyelerde adaletin dağıtılmadığı, cezalandırmanın yapıldığı gerçekliğini düşününce adalet nöbetlerinde buluşmak durumunda kalıyoruz.
CHP olarak hem haksız, hukuksuz yere tutsak edilen arkadaşlarımızın aileleriyle dayanışmaya hem de arkadaşlarımızın meslek örgütleriyle dayanışmaya devam edeceğiz. Bu hukuksuzluklar sadece bu arkadaşlarımızla ilgili değil, bu şekilde mağdur edilen tanıdığımız ya da tanımadığımız bütün mağduriyetler giderilinceye kadar, yani uzun lafın kısası hukukun üstünlüğü yeniden tesis edilinceye kadar hep birlikte bu mücadeleye devam edeceğiz. Hakkın, hukukun yanında olan, Gezi davası tutsaklarına verilen cezayı bir şekilde vicdanında ölçüp tarttığında ne derece vicdansızlık olduğunu hisseden, bütün kişilere, kadınlara, gençlere, kurumlara sesimizin ulaştığı herkese bir çağrıda bulunmak istiyorum. Vicdanınızla birlikte adliyelerde dağıtılmayan yargıyı lütfen adalet nöbetlerinde destekleyelim ki bu süreçleri bizden sonra hiç kimse yaşamasın.”