Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Türkiye’nin ‘Suriye’de hem sivil hem demokratik bir devlet istediğini’ söyledi ve ekledi: “Bir gecede, bir ayda ya da bir yılda İsviçre demokrasisi beklemek gerçekçi değil.”
Suriye’de, Türkiye’nin terör örgütü olarak tanımladığı Heyet Tahrir eş-Şam’ın 27 Kasım’da başlattığı saldırı, 61 yıllık Baas Partisi rejiminin sona ermesiyle sonuçlandı.
Gözler şimdi neler olacağına çevrilirken, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan süreç ve son gelişmelerle ilgili Suudi Arabistan merkezli Al Hadath televizyonuna konuştu:
‘Kalın uluslararası toplumun, bölgenin ve Türkiye’nin görüşlerini iletti’
* Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın hem bölge ülkeleriyle hem Batılı ülkelerle geniş istişare içerisinde bulunarak bu ziyareti (Şam) gerçekleştirdi. Yaptığımız temaslarla orada genel bir algı ve talebi gördük ve herkesin üzerinde aşağı yukarı ittifak ettiği belli prensipler vardı.
* Bunlar terör örgütlerinin yeni dönemde Şam’dan istifade etmemeleri, özellikle azınlıklara karşı iyi davranılması… Hristiyanlar, Kürtler, Aleviler, Türkmenler başta olmak üzere. Daha sonra kapsayıcı bir hükümetin kurulması gibi, komşularına tehdit olmaması gibi çeşitli oluşmuş görüşler vardı.
* Kalın uluslararası toplumun, bölgenin ve Türkiye’nin görüşlerini karşı tarafa iletti ve karşı tarafında verilerini aldığını söyledi. Bu verilerden yola çıkarak 14 Aralık’ta Ürdün’ün Akabe Körfezi’nde toplantı düzenlendi ve görüşmeler yapıldı.
‘Tanıma imkanımız oldu’
Fidan, 13 yıl boyunca sorunları çözüp Türkiye’ye mülteci gelmesini önlemek istediklerini öne sürdü:
* Türkiye bu yüzden ileri hatlarda kontrolü elinde tutan muhalif unsurlarla çalıştı. Özellikle Suriye Milli Ordusu (SMO), Ulusal Kurtuluş Cephesi Türkiye’nin birebir çalıştığı yerlerdi. İdlib’de Heyet Tahrir eş-Şam’ın (HTŞ) kontrolü altında dört milyon Suriyeli vatandaş yaşıyordu. Bunların belli bir kriz esnasında Türkiye’ye gelmesi mümkündü. Bu krizlerin çıkmaması, oradaki varlığın istikrarlı devam etmesi için bizler tabii ki belli bir koordinasyon içerisinde hep olduk ve o süreç içerisinde de heyeti tanıma imkanımız oldu.
‘Yardımcı olmamız lazım’
* Bizim gördüğümüz heyetin ve diğer bileşenlerin bir numaralı önceliği Beşar Esad’ın yaptığı hataları tekrar yapmamak ve halkı kucaklayarak hak ettikleri refahı ve istikrarı götürmek. Bunu yapmada bizim yardımcı olmamız lazım, onların da hata yapmaması lazım.
Colani sorusuna ’13 yıl MİT başkanlığı yaptım’ yanıtı
Fidan, “HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Colani tanışıyor musunuz” sorusuna 13 yıl MİT başkanlığı yaptığını hatırlatarak yanıt verdi:
‘İran, Türk veya Arap dominasyonu istemiyoruz’
* Mesaimin 13 yılını Suriye krizi aldı. Bakan olarak da belli aktörlerle her zaman temasım oldu. Bölgede İran, Türk veya Arap dominasyonu istemiyoruz. Ne Körfez’deki Araplar birbirlerini domine etsinler ne oradan başka bir yeri domine etsinler.
‘Emperyal fikirler rafa kaldırılmalı’
* Devletler artık olgunlaştı, bir araya gelip yapabileceğimiz çok şey var. Mesajımız bu. Dominasyon, emperyal fikirlerin rafa kaldırılması lazım.
İran da ders çıkartacak’
* Körfez’dekiler Yemen probleminden etkilendiler, bizler Irak ve Suriye probleminden etkilendik. Ben yeni dönemde İran’ın da ders çıkartacağını düşünüyorum, İran’a da yardımcı olmamız lazım yapıcı bir şekilde. Suriye’deki yeni yönetime de isteklerimizi ileterek yardımcı olmamız lazım. Ben Türkiye’nin, Suudi Arabistan’ın, Birleşik Arap Emirlikleri’nin, Mısır’ın, Katar’ın bir araya gelerek, Ürdün’ün de, bölgedeki kritik sorunları çözmede çok ciddi adımlar atabileceğine inanıyorum, Akabe’deki toplantıyla da buna başladık. Önemli olan devletlerin samimi olması.
‘Hem sivil hem demokratik bir devlet istiyoruz’
* Suriye’de yeni dönemde birtakım problemlerin olabilir. Sorunları çözmede bölge ülkeleri olarak Şam’daki yeni yönetime yardımcı olunmalı. Hem sivil hem demokratik bir devlet istiyoruz. Bir gecede, bir ayda ya da bir yılda İsviçre demokrasisi beklemek gerçekçi değil.
‘Çok dikkatliler’
* Yeni yönetimin Suriye’de şu anda çok dikkatli bir diplomatik ilişki tarzı geliştirdiğini ve dikkatli bir diplomatik dil kullandığını görüyorum ama eskiden bir laf vardı, bu doğrulama konularında “Güven ama doğrula” diye. Burada söylenene güven tabii olacak ama hepimiz göreceğiz işlerin nasıl gittiğini.
‘İsrail işgalden vazgeçmeli’
* Yeni Şam yönetimi İsrail’le bir çatışma arayacağını düşünmüyorum. Herkes yoluna bakmalı.
* İsrail’in de Suriye topraklarını işgal etmemesi, ondan vazgeçmesi gerekiyor. Karşılıklı bir şey olursa o zaman yapılabilir.
* Onun için tehdit algısını yeniden tanımlamak lazım. Bölgeden İranlı unsurlar çekildiler. İsrail’in hali hazırda en kötü senaryoya göre düşünüp Suriye’deki belli tesisleri vurması ve belli yerleri işgal etmesi de kabul edilebilir değil.
* Suriye halkını temsil eden her iktidar, İsrail için bir tehdit
YPG’nin durumu
* YPG terör örgütü, PKK terör örgütünün Suriye’deki bir kolu. Türkiye’den, Irak’tan, İran’dan ve Avrupa’dan gelmiş uluslararası terörist savaşçıların yönettiği bir organizasyon. Bunu her ne kadar Amerikalılar dünyaya farklı şekilde pazarlasalar da olayın özü bu.
* PKK’nın hem Suriye’de Arap topraklarını işgal etmesi hem Suriye halkının tamamına ait olan doğal gaz ve petrol kaynaklarının üzerine oturması Kürtlere, Araplara muazzam kötü davranması artık son bulmalı. Bu konuda artık uluslararası bir anlayış ve birlik var.
* Arap toprakları artık kurtulmalı. Bölgenin otantik halklarının bulduğu otantik topraklar… Kürtler, Araplar, Türkmenler, Yezidiler, Aleviler kendi yerlerinde yaşamalı, kimse yerinden edilmemeli. Kürtlerin ait olduğu yerler var, Arapların, Türkmenlerin ama başkasının gidip toprağını işgal edip, dışarıdan aldığınız destekle, bu devam edemez ve etmemeli de etmeyecek de inşallah.