Batılıların hiç ‘anlayamadıkları’ meseleler vardır. Mesela AB sürecindeki bir ülkenin tutuklu gazeteciler konusunda şampiyon olmasını, yolsuzlukları soruşturan görevlilerinin sürülmesini, hukuki süreçlere müdahaleleri, kovdurulan gazetecileri, sansürü, internete kısıtlamaları anlamazlar. Bir gazetecinin attığı tweet yüzünden sınır dışı edilmesini hiç anlamazlar. Kapasite değil standart meselesi. Onun için soru sorarlar.
5 Şubat’ta Berlin’de Şansölye Angela Merkel, Gezi’ye dair “Protesto bir temel hak” derken Erdoğan, Hamburg’daki eylemlerle çaktı: “Elimde görüntüler var, sizin polisiniz daha sertti.” Şansölye, Hamburg’ta işgalcilerin zafer kazandığını ve Rote Flora’yı kurtardığını hatırlatıp demokrasi dersi verebilirdi, yapmadı.
Buna reelpolitik diyorsanız ne ala. Hiç olmazsa namevcut ‘ilkesel dış politika’ satışı bitmiş olur. Başa dönersek; içerde ayaklarını sağlama aldıkça dışarıyla kavga eden hükümet şimdi tersini deniyor; Gezi, yolsuzluk operasyonları ve Suriye bataklığının üzerimize üzerimize gelen bedellerinin yarattığı baskıdan kurtulmak için yeniden dışa açılıyor. Eski ivmenin yakalanması güç. Halkların hafızası kısadır ama diplomasi tutulan notlarla ilerler. Hükümet de son 4 yılda çok not tutturdu.