Ülkenin seçime nasıl götürüleceği ise artık kolaylıkla görülebiliyor. Barış Atay’ın “Sadece Diktatör” adlı tiyatro oyununun engellenmesi, oyuncuyla yapılacak her türlü etkinliğin yasaklanması ve son olarak da sosyal medya hesabının bir süreliğine askıya alınması, zamanın ruhunu muazzam bir şekilde sembolize ediyor. Aynı şekilde dün, Türk Tabipleri Birliği’ne yapılan baskın ve gözaltılar, toplumsal muhalefete yönelik baskının nasıl artırılacağını, ülkenin mutlak bir sessizlikle seçime götürülmek istendiğini açık bir şekilde gösteriyor.
Savaş aracılığıyla girilen seçim atmosferi, iktidar partisi ile MHP ve BBP arasındaki yerli ve milli koalisyonun zeminini güçlendirmeye ve bu birlikteliğin ideolojik altyapısını tahkim etmeye de hizmet ediyor. Fetih, ezan, Kuran, vatan, millet ve dahi Sakarya edebiyatı açısından, hamasetin hâkimiyetinin tesisi açısından savaş Türk sağına eşsiz bir fırsat sunuyor. Böylece İslamcılıkla milliyetçilik “ortak düşman”a karşı bir kez daha bir araya gelirken, örneğin ordu da yeniden millileşiyor, yeniden milletin ordusu haline geliyor. Buna bir de “yerli silah sanayi” mevzu eklenince tablo tamamlanıyor. “Fetih suresi” ile “Kızılelma”, yeni-Osmanlı’nın cihat için çıktığı seferde birleşiyor, yeni Milliyetçi Cephe ve yeni Türk-İslam sentezi buradan kuruluyor.