Koç Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Selva Demiralp, yeni ekonomi yönetiminin faiz artışında izlemesi muhtemel iki senaryo olduğunu dile getirdi. İlk senaryoda ılımlı bir artış politikası öngörülürken ikinci senaryoda daha keskin artışlar yaşanabilir.

Ekonomide yeni bir model deneyip başarısız olan iktidar, seçim öncesi para politikasını değiştirmektense piyasa dışı düzenlemeler ve MB’nin ‘arka kapı’ satışlarıyla TL’deki değer kaybını yavaşlatmaya çalışıyordu.
Seçimden sonraysa işleri toparlaması için Mehmet Şimşek, Hazine ve Maliye bakanlığına getirildi. Böylece ekonomi politikalarının ‘normalleşmesinin’ hedeflendiği düşünülüyor. Şimşek’in de yeni yaklaşımına uygun kadrolar istediği de biliniyor.
Bu doğrultuda Merkez Bankası (MB) başkanı olarak Hafize Gaye Erkan atandı.
Yeni ekonomi yönetiminin oluşması sonrası, yabancı bankaların MB’nin faiz politikasına dair raporları güncellenmeye devam ediyor. Bankalar, MB’den 22 Haziran’daki toplantıda faizleri yükseltmesini bekliyor.
Örneğin son olarak ABD’li yatırım bankası Morgan Stanley, MB’nin politika faizini haziranda yüzde 20, ağustostaysa yüzde 25’e yükselteceğini tahmin ediyor.
Koç Üniversitesi öğretim üyesi ve ekonomi profesörü Selva Demiralp, BBC Türkçe’de yayımlanan yazısında, faiz artışıyla ilgili iki senaryo üzerinde durdu.
Demiralp’e göre ‘güvercin’ ve ‘şahin’ iki senaryo bulunuyor.
İlk senaryo daha ılımlı
Güvercin senaryoya göre MB, faiz artışına daha ılımlı yaklaşarak önceliğini fiyat istikrarından ziyade ödemeler dengesiyle ilgili bir kriz çıkmamasına verebilir. Bu nedenle yüzde 8,5 olan politika faizi ilk aşamada yüzde 20’li seviyelere, kurdaki baskının devamı durumundaysa yüzde 30’lu seviyelere çıkarılabilir.
Demiralp, 12 ay sonrası enflasyon beklentisinin yüzde 35 olduğunu hatırlatarak bu politikanın döviz talebini durdurmaya yetmeyebileceğini ve sene sonu enflasyonun yüzde 45’leri aşabileceğini dile getirdi.
İkinci senaryoda yüzde 40
Şahin senaryodaysa MB, faiz konusunda daha keskin bir duruş sergileyerek politika faizini ilk aşamada yüzde 25-30 bandına, sonrasında yüzde 40’ların üzerine çıkartabilir. Demiralp’e göre bu sayede, kur seviyesinin ve enflasyonun aşağı yönlü baskılanması mümkün olabilir.