‘FETÖ üyeliği’ suçlamasıyla yargılanan eski HSYK Birinci Daire başkanı İbrahim Okur, mahkemedeki savunmasında, 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonuyla ilgili, “Sayın başbakan (Tayyip Erdoğan), Zekeriya Öz’ün hukuksuz işler yaptığını, aldıkları duyuma göre Kısıklı’ya baskın yapıp Bilal Erdoğan’ı almaya gelebileceğini söyledi. Bu hukuksuz işlere izin vermememiz konusunda benden yardım istedi” dedi.
Okur, iki yılı aşkın süredir tutuklu.
Cumhuriyet’ten Alican Uludağ’ın haberine göre Okur’un yargılandığı davanın ikinci duruşması Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nde görüldü. Geçen duruşmada başladığı savunmasına devam İbrahim Okur, HSYK yöneticisi olduğu dönemde ‘FETÖ üyesi hakim ve savcıların yargıda etkin görevlere geldiği’ suçlamasını reddetti.
17 Aralık 2013 sabahı saat 08:00 sularında daireye giderken yolda dönemin adalet bakanı Sadullah Ergin’in kendisini telefon aradığını belirten Okur, şöyle devam etti: “‘İstanbul’da arkadaşlar (arkadaşlar tabiriyle ironiyle Cemaatçi isimleri kastederdi) soruşturma başlatmışlar, bilgi alıp bana dönebilir misin’ dedi. Bunun üzerine yoldayken Fikret Seçen’i arayıp ‘İstanbul’da bir soruşturma varmış, neyle ilgili?’ diye sordum. Kendisi ‘bilgisi olmadığını, araştırıp döneceğini’ söyledi. Yarım saat kadar sonra beni aradı ve ‘Zekeriya Öz’e bağlı bürodan Rıza Sarraf isimli bir işadamı, Beyoğlu belediye başkanı ve bazı bakan çocuklarıyla ilgili operasyon yapıldığını, ilgili savcılara ulaşamadığını, ayrıntılı bilgi alamadığını’ söyledi. Ben 17 Aralık soruşturmasından bu şeklide haberdar oldum.”
‘Çolakkadı talimat verdi’
Aynı gün dönemin başbakanlık müsteşarı Birol Erdem’in HSYK’ye geldiğini ifade eden Okur, “Elinde emniyet tarafından hazırlandığını sandığım, başbakanlık için hazırlanmış bilgi notunun bir örneği vardı. Ayrıntılı, fotoğraflı bir nottu. Bende yabancı servis desteğiyle hazırlanmış intibaını uyandırdı” dedi.
18 Aralık akşamı Erdem’in makamındayken Erdoğan’ın o zamanki özel kalem müdürü Hasan Doğan’ın kriptolu telefonuyla kendisini Erdoğan’la görüştürdüğünü kaydeden Okur, şunları anlattı: “Sayın başbakan, Zekeriya Öz’ün hukuksuz işler yaptığını, aldıkları duyuma göre Kısıklı’ya baskın yapıp Bilal Erdoğan’ı almaya gelebileceğini söyledi. Bu hukuksuz işlere izin vermememiz konusunda benden yardım istedi. Bu görüşmeden sonra ben Turan Çolakkadı’yı Birol Erdem’in makam telefonundan bağlatıp konuyu görüştüm. ‘Zekeriya Öz’ün yanlış bir iş yapmasına müsaade etmemesini, gerekirse emniyete bu soruşturmada kendi imzası olmayan tek imzalı talimatları yerine getirmemesi noktasında yazı yazmasını’ söyledim. Çolakkadı o gece böyle bir talimat verdi.”
O tarihte içişleri ve adalet bakanlıklarının valilere adli soruşturmalarda bilgi verilmesi yönünde Adli Kolluk Yönetmeliği’nde yapılan değişikliğin gündeme geldiğini belirten Okur, bunun hakim ve savcılar arasında ciddi bir rahatsızlık yarattığını ifade etti.
Buna karşı HSYK genel kurulunun bir açıklama hazırladığını ifade eden Okur, şunları anlattı: “Yeni kabine açıklanmadan dönemin bakanlarından Binali Yıldırım, sayın başbakan ve Ergin’in olduğu bir toplantıya katıldık. Birol Erdem de vardı. Sayın başbakan, HSYK’nın yapacağı açıklamayı sordu. Ben de ‘Sizi hedef alan açıklamayı değiştirdim’ dedim. Bu arada bu sözlerim ‘Sizin aleyhinizdeki açıklamayı engelledim’ olarak algılandı. Açıklama bir gün sonra yayınlanınca beyfendi, kendisine yalan söylediğimi düşündü. Benim açımdan kırılma noktası olan olay budur. Bütün süreç bundan sonra başladı.”
‘Başsavcının değiştirilmesine karşı çıktım’
18 Aralık sabahı FETÖ’den ihraç edilen Bülent Çiçekli, Teoman Gökçe ve Ahmet Berberoğlu’nun odasına geldiğini anlatın Okur, bu kişilerin ‘önemli iddialar olduğunu, Çolakkadı’nın pasif olduğunu, bu soruşturmayı yürütemeyeceğini söyleyip yerine Fikret Seçen’in getirilmesinin uygun olacağını’ dile getirdiğini kaydetti.
Okur, kendisinin ise ‘Turan Bey’in kıdemi ve tecrübesiyle İstanbul için denge unsuru olduğunu’ söylediğini aktardı.