IMF Dünya Ekonomik Görünüm raporunda Türkiye’nin 2023 yılı büyüme tahminini yüzde 3’ten yüzde 2,7’ye düşürdü. Binde 7,1 nüfus artışına göre fert başına gelir artışı yüzde 1,97 demektir. Bu gelir artışı ile Türkiye tasarruf yaratamaz, dış borçlarını ödemek için kaynak yaratamaz.
GSYH ve fert başına gelir artışı potansiyel büyümenin çok altında kalıyor.
Sonuç durgunluk demektir. Mal arzı daralır. Fiyatlar artar. Kur artışı da zaten TÜFE trendini artış yönünde etkiledi. Dahası eksi reel faiz tüketimin maliyetini düşürüyor. Talep artıyor. TL’den kaçış da tüketimi artırıyor. İlk çeyrekte büyüme de talep artışından kaynaklandı.
Bundan sonra da arz daralması devam eder. Çünkü Türkiye “Erken sanayisizleşme” dönemine girdi. Nedeni finans sektörünün aşırı teşviki ve reel sektör aleyhine büyümesi, planlamanın kaldırılması, düşük kapasite kullanım oranı gibi nedenlerdir.
Özet şudur; bir yandan durgunluğa giderken, diğer yandan enflasyon artıyor. Yatırım ve üretimdeki düşme işsizliği de artıracak. Durgunluğun ve enflasyonun aynı anda görüldüğü duruma stagflasyon deniliyor.