Dış ilişkilerde eksen kayması, yani Türkiye’nin Batı’dan çıkıp Şanghay İşbirliği Örgütü’ne girme riski de var. Zaten Erdoğan da Şanghay’a girmek istediğini açıklamıştı. Bu durum ekonomiyi de çıkmaza sokar. Çünkü Türkiye dış ticaretinde AB ve ABD’ ye karşı fazla veriyor. Buna karşılık dış ticaret açığının yüzde 80’ini Rusya ve Çin’le olan dış ticaretten dolayı veriyor.
Ayrıca en büyük risk teokrasi riskidir. HÜDA PAR teokrasiyi savunuyor. Oyu olmadığı halde Erdoğan, HÜDA PAR’ı Cumhur İttifakı’na aldı ve yanında gezdiriyor. Bu bir mesaj imajı yaratıyor.
Gerek uygulamada ve gerekse parti programında bu risklerin çözülmesine dair bir belirti yoktur.
Bu şartlar altında Erdoğan’a olan güven kaybı devam eder. Eğer Erdoğan kazanırsa, yabancı yatırım sermayesi gelmez. Yerli sermaye de çıkmaya devam eder. Yatırım eğilimi düşmeye devam eder.
Çin ve Rusya ile olan dış ticarette millî dış politika uygulanmazsa, döviz kurları artar. Dış borçlarda temerrüt riski artar. Kriz derinleşir.