Enflasyon fiyat istikrarının bozulmasıdır. Ekonomik ve sosyal yapıda tahribat yapar. Ekonomide kaynak dağılımını ve gelir dağılımını bozar. Yatırımları engeller. Ekonomide kırılganlık yaratır. Enflasyonist ortamda spekülasyon artar. Ama rahmetli Demirel’in dediği gibi aynı zamanda ahlakı bozar. Şimdi dolandırıcılık olaylarının artması da bu gerçeği teyit ediyor.
Öte yandan tüketici açısından daha da önemlisi de; enflasyonun serap etkisi yaratmasıdır. Türkiye geçmişte ve bugün enflasyonun serap etkisini yaşadı ve yaşıyor.
2018 öncesi TÜFE oranı yüzde 10, mevduat faizleri de yüzde 12-15 dolayındaydı. O zaman birkaç puan reel faiz vardı. Bugün mevduat faizleri yüzde 50’ye çıkınca bu oran yüksek bir oran olarak algılanıyor. Gerçekte ise mevduatta yüzde 50 faiz, eğer enflasyon yüzde 70’te kalacaksa, eksi yüzde 11,76 reel faiz demektir. Yani faiz yoktur.
Söz gelimi; bir yıl için bankaya yüzde 50 faizle mevduat olarak 1000 lira yatıranın bir yıl sonra faizi ile birlikte eline 1500 lira geçecektir. Ancak bu 1500 liranın reel değeri = satın alma gücü enflasyonun erozyona uğratması ile yüzde eksi 11,76 oranında azalacak yani bir yıl önceki 1000 liraya göre bugünkü 1500 liranın reel değeri 882,4 liraya gerilemiş olacaktır.