Yatırım ortamını köstekler. Zaten demokrasi, hukuk ve bağlı olarak güven sorunu oluştuğu için doğrudan yabancı yatırım sermayesi gelmiyor. Yerli sermaye de çıkıyor. 2024 büyüme oranı da yüzde 3 gibi düşük bekleniyor.
Durgunluk toplam talebin düşmesi ve enflasyonun da düşmesine neden olur. Ancak bu defa da mal ve hizmet arzı daralırsa, ithalat artar. İthalatı finanse edecek döviz yoksa bu defa mal kıtlıkları, karaborsa başlar ve enflasyon artar. Yani Türkiye yeniden stagflasyona girer.
Mal ve hizmet arzında daralma olursa, Türkiye ithalatın finansmanında zora girer mi?
Döviz sorunu Türkiye’nin yumuşak karnıdır. Türkiye döviz kazanamıyor, cari açık devam ediyor. Merkez Bankası’nın Mayıs ayı resmi rezervleri 126,8 milyar dolara çıktı ve fakat net yükümlülükleri de 155,5 milyar dolardır. Net rezerv eksi 28,6 milyar dolardır.
MB verilerine göre Türkiye’nin bir yıl içinde ödemesi gereken 227,5 milyar dolar dış borcu var. Bir yıl içinde tahminen 35 milyar dolar da cari açık verecek. Cari açığın finansmanında en iyi araç olan doğrudan yabancı yatırım sermayesi de gelmiyor. CDS oranı 300 altına düştü ve fakat hâlen Rusya ve Mısır’dan sonra dünyanın en riskli üçüncü ülkesidir.
Bu şartlarda Türkiye hem dış borçlarını çevirmekte, hem de ithalatın finansmanında zorlanacaktır. O zaman da mal arzı düşecek ve fiyatlar artacaktır.
Mamafih, Standart and Poor’s da 2024 yıl sonu TÜFE tahminini MB’den daha yüksek yüzde 55,8 olarak açıkladı. Merkez Bankası Piyasa Katılımcıları Anketi’nde yıl sonu enflasyon tahmini 44,16’dır.
2023 Mayıs ayında TÜFE oranı yüzde 0,04 olmuştu. MB anket sonuçlarına göre, bu sene aylık TÜFE oranları, Mayıs’ta 3,25, Haziran’da 3,00, Temmuz’da 2,54 olarak bekleniyor. Kalan 5 ayı da ortalama yüzde 3 dolayında kabul edersek ve şok sorunlar yaşamazsak, 2024 yıl sonu TÜFE oranı yüzde 50,8 olarak çıkıyor.