ALİ DAĞLAR
Dönemin Erzincan başsavcısı İlhan Cihaner’in de yargılanıp beraat ettiği ‘Erzincan Ergenekonu’ diye bilinen davanın ‘gizli tanık Efe’si, eski İliç savcısı Bayram Bozkurt’un tutuklanması talebi bir kez daha reddedildi.
Halen CHP milletvekili Cihaner ve diğer mağdurların suç duyuruları üzerine hakkında soruşturma başlatılan Bozkurt geçen yıl tutuklama istemiyle sevk edildiği mahkemece ‘adli kontrol’ şartıyla serbest bırakılmıştı.
Erzincan başsavcılığı, sanık Bozkurt’un bırakılmasına itiraz etti, ancak sıralı mahkeme bu talebi de ‘Adli kontrol yeterli’ diyerek 2’nci kez geri çevirdi.
Bozkurt, estetikli gizli tanıklıktan, yasadışı define avcılığına, ‘keneyle suikast’tan, yeni yüz, yeni kimlikle yeniden savcılığa kabule; çizdiği ilginç savcı portresiyle yargı tarihimize geçti.
Ne olmuştu?
2010 yılında Erzincan’da dönemin 3’üncü Ordu komutanı orgeneral Saldıray Berk, başsavcı İlhan Cihaner, MİT bölge müdürü ve iki yöneticisinin yanısıra Eskişehir İl Jandarma komutanının da aralarında bulunduğu 14 kişi ‘İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nı uygulamaya koymakla suçlanmış, Berk haricindekiler tutuklanmıştı. Dosya, HSYK, Yargıtay, Adalet Bakanlığı ve Özel Yetkili Savcı arasında yetki tartışmalarının ardından Yargıtay 11’inci Ceza Dairesi’ne gelmiş, daire 26 yıla kadar hapsi istenen 14 sanık için 13 Kasım 2015’te beraat kararı vermişti.
Kararın ardından, mağdurların suç duyuruları üzerine hakkında soruşturma başlatılan eski savcı Bozkurt, Ankara’da gözaltına alınıp Erzincan’a götürülmüştü. Başsavcı tarafından 5.5 saat sorgulanan Bozkurt, ‘yalancı gizli tanıklık’ ve ‘hürriyeti tahdit’ suçlarından tutuklama istemiyle mahkemeye sevk edilmiş, ancak üç saatlik sorgunun ardından ‘adli kontrol’ şartıyla serbest bırakılmıştı.
Tutuklama talebine 2’inci ret, dosyaya şikayet yağıyor
Erzincan Cumhuriyet Başsavcılığı, Bozkurt’un serbest bırakılmasına en yakın Tunceli Sulh Ceza Mahkemesi’nde itiraz etti. Başsavcılık, ‘dosyadaki şikayet, ifade ve delillerin kuvvetli şüphe doğurduğu’ gerekçesiyle Bozkurt’un tutuklanmasını talep etti. Mahkeme bu talebi de ‘Adli kontrol yeterli’ diyerek reddetti.
Dosyaya yeni şikayet dilekçelerinin girdiği, soruşturmanın Bozkurt yönünden devam ettiği, iddianamenin kısa sürede hazırlanmasının beklendiği bildirildi. Davayla ilgili gizlilik kararı var.
Sıradışı bir portre
Cihaner’in İskenderpaşa Cemaati ve Fethullah Gülen Cemaati hakkında ayrı ayrı soruşturmalar yürüttüğü 2009’da ile bağlı İliç savcılığını yürüten Bozkurt hakkında 20’ye yakın suçlamayla soruşturma açıldı. Bozkurt o andan itibaren yargı tarihine geçecek sıradışı bir savcı portresi çizdi.
Bozkurt’un, makamı basılarak tutuklanan, idari olarak bağlı bulunduğu Cihaner aleyhine başlatılan Ergenekon soruşturmasında gizli tanık olarak ifade verdiğini, dört ay tutuklu kalan Cihaner’in avukatı Turgut Kazan ortaya çıkardı. İmzası iki ayrı dosyada karşılaştırılan Bozkurt, ‘Erzincan Ergenekonu’ davasının ‘gizli Tanık Efe’si’ idi.
Savcıya ‘keneli suikast!’
Gizli tanık kimliğinin henüz ifşa olmadığı, İzmir’e tayin olduğu günlerde Bozkurt bu kez akıllara durgunluk veren bir başka iddiayla sahne aldı. Hakkındaki 11 ayrı yolsuzlukla ilgili Adalet Bakanlığı müfettişlerine savunma veren Bozkurt, 86 bin lira borç yaptığı çaycıyı Ergenekoncu, borcunu geciktirdiği kuyumcuyu JİTEM’ci ilan etti. Ardından, “Ergenekon örgütü arabama iki kene koyarak bana suikast yapmak istedi. Komutanlar çok içip darbe planını anlattı” dedi. Gizli tanık olduğu ortaya çıktıktan yaklaşık bir ay sonra, 25 Haziran 2010 günü Adalet Bakanlığı’na dilekçe veren Bozkurt, 7 Temmuz 2010’da emekli oldu.
Estetik ameliyat olup mesleğe döndü
Tanık koruma programına alınan emekli savcı Bozkurt’un saçında ve yüzünde estetik operasyonlar yapıldı, kimliği değiştirildi. Bozkurt, 12 Eylül 2010 referandumundan bir hafta sonra Zaman gazetesine verdiği söyleşiyle ortaya çıktı. Mesleğe dönecini biliyordu; “Referandumdan sonra yeniden doğmuş gibi, yeniden nefes almaya başlamış gibi oldum. Görevime döneceğim” dedi. Ve referandum sonrası Gülen Cemaati lehine yeniden şekillenen HSYK tarafından, yeniden mesleğe kabul edildi. Yeni yüzü, yeni kimliğiyle yeniden mesleğe kabul edilen savcı yargı tarihinde bir ilkti. Ankara’ya yakın bir ilçede gözlerden uzak işbaşı yapan Bozkurt’un eczacı eşinin kimliği de değiştirildi. Mesleğe yeniden kabulün hemen ardından Bozkurt 2013’ün eylül ayında 12 aylık süreyle görevli olarak ABD’ye gitti.
Tarihi kalede define ararken baskından kurtuldu
Bozkurt’un yeni yüz ve kimlikle ardında bıraktığı suça konu olaylar da şapka uçuracak cinstendi. İliç savcısıyken hakkındaki ilk soruşturma, Bekir Buran’ın şikayeti üzerine açıldı. Soruşturmayı yürüten isim; Bozkurt’un daha sonra aleyhine gizli tanıklık yaptığı Cihaner idi.
Bozkurt’la ilgili iddiaların bazıları şöyle sıralandı: “Divriği Kalesi’nde yedi kişiyle kaçak kazı yapmaya gitti. Bozkurt gözcülük yaparken polis baskın düzenledi, ikisi yakalandı, savcı ve diğerleri kaçtı. MHP ilçe başkanıyla bir türbede izinsiz kazı için jandarma komutanına teklif götürdü, emniyet amiri ve hakimin ortak olduğunu söyledi. İliç’teki altın madeniyle ilgili çevreyi kirletmekten yürüttüğü soruşturmada rüşvet istedi. Malvarlığı geliriyle orantısız lüks araçlarla görüldü. Uyuşturucu sanığını 5 bin TL karşılığı bıraktı. Yeşilyurt köyüne ormandan izinsiz kesilen ağaç yüklü traktörün bırakılması karşılığında 2 bin 500 TL rüşvet alıp takipsizlik verdi. Bir yaralama olayında 9 bin TL rüşvet istedi.”
Ve bozuk sicilden ihraç
İki HSYK üyesi ‘Bayram Bozkurt’un bozuk sicili ve gerçek kimliği bizden saklandı. Mesleğe kabul kararı kaldırılsın’ talep etti. HSYK 3. Dairesi de, hakkında rüşvet ve yolsuzluk suçlamaları bulunan Bozkurt’u ‘bozuk sicil’ gerekçesiyle meslekten attı.