Son 10 yılda, ekonomiyi kurtarmak adına, toplumun “kaymak tabakasına” servet transfer edildi. En düşük gelirliler, toplumun ekonomik olarak en zayıf kesimi içine düşenlerin toplam nüfus içindeki payı artarken, küresel zenginlik içindeki payı azaldı: Krizde en zenginler daha zengin oldu, en yoksullar daha da yoksullaştı.
Böylece serbest piyasa, rekabet eşitliği, verimsiz olan batar söyleminin nasıl bir yalan olduğu, ekonomik yasaların değil, sınıf egemenliğinin ekonomik modeli belirlediği de ortaya çıktı.
Bu fiyaskonun siyasi sonuçları olması kaçınılmazdı.