Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, hapisteki gazetecilerden ‘Alo Fatih’li sansüre kadar Türkiye’nin yerlerde sürünen basın özgürlüğü karnesini hiçe sayarak dünyanın hiçbir ülkesinde medyanın Türkiye’deki kadar özgür olmadığını savundu. Erdoğan, kanıt olarak da, kendisine karşı işlenen ‘iftira’ ve ‘hakaret’ suçlarını gösterdi.

Fotoğraf: Reuters
Memur-Sen sempozyumuna katılan Erdoğan, 14 Aralık’ta Fethullah Gülen Cemaati’nin medya organlarına yapılan operasyonla ilgili dünyadan gelen eleştirilere yanıt verdi.
“Bakın buradan tüm dünyaya açık açık söylüyorum; dünyanın hiçbir yerinde medya Türkiye’deki kadar serbest değildir” diye konuşan Erdoğan, “Bunu bizzat şahsımda yaşıyorum. Her gün bana karşı hakaret ve iftira suçu işliyorlar” dedi.
Karaca’yı ‘örnek’ gösterdi
Bazı gazetecilerin bu mesleği kendilerine paravan olarak kullandıklarını belirten Erdoğan, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’yı kastederek “Son tutuklanan gazeteci de legal görünüm altında illegal bir yapının şekillenmesinde gayreti olan bir kişi” dedi.
“Ey eli kalem tutanlar” diye gazetecilere seslenen Erdoğan, “Gazeteciler suç işlemez mi? Gazetecilerin eli sadece kalem tutmuyor ki eli silah da tutuyor. Bu tür suç işleyenler de masum diyebilir miyiz? Hukuk neyse karşılığını alacaklar. Biz iktidara gelene kadar mahkum gazeteci sayısını hesaplasınlar, bir de bizim iktridarımızdan sonra hesaplasınlar” ifadesini kullandı.
Erdoğan şu anda cezaevlerinde toplam yedi tutuklu gazeteci olduğunu da ileri sürdü.
Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu’nun 19 Aralık 2014 tarihli açıklamasına göre Türkiye’de üçü imtiyaz sahibi 25 tutuklu gazeteci bulunuyor.
Türkiye birçok uluslararası basın özgürlüğü örgütüne göre de ‘kısmen özgür’ ya da ‘özgür olmayan’ ülkeler arasında.