Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, “İslam’a ve Müslümanlara yönelik saldırıların ateizm gibi, deizm gibi, şamanizm gibi maskelerle kendilerini gizlediklerine tanık oluyoruz” dedi.
Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonu’ndaki 7’nci Din Şurası’nda şunları söyledi:
* Bin yıldır bu topraklarda İslam kardeşliğinin cihanşümul sancağı altında aynı ezanların gölgesinin sergenliğinde hep beraber yan yana barış içinde yaşıyoruz.
* Coğrafyamızdaki birlik ve huzuru bozmak isteyenler doğrudan doğruya işte bu iman merkezine, işte bu çimentoya yani inancımıza saldırmaktadır.
* İslam’a ve Müslümanlara yönelik saldırıların ateizm gibi, deizm gibi, şamanizm gibi maskelerle kendilerini gizlediklerine tanık oluyoruz.
* Bir dönem ‘Alisiz Alevilik’ fitnesi üzerinden yürütülen kampanyaların gayesi neyse son dönemde gündeme getirilen İslamsız Türklük furyasının gerisinde de aynı emperyalist emeller vardır.
* İslam varsa Türk vardır, İslam varsa Kürt vardır, Arap vardır. İslam varsa aile vardır, ahlak vardır, hedef ve hayır vardır. İslam varsa bayrak vardır, vatan vardır, hürriyet vardır, Türk, Kürt, Arap vardır. İslam varsa Türkiye vardır.
* Dijital hareket yeryüzündeki tüm semavi dinleri, özellikle de İslam’ı hedef alıp yıpratmak suretiyle yeni bir yapay din oluşturma gayreti içindedir. Toplumun çimentosu olan mukaddeslerimize karşı olan bu girişimlerin farkındayız. Bu saldırılara karşı sağlam bir direniş hattı kurmalıyız. RTÜK başta olmak üzere kurumlarımız gereken tedbiri alacağından şüphe duymuyorum.
* Son yıllarda filmlerin, dizilerin, televizyon programlarının aileyle birlikte dini değerlerimizi, dindarları hedef aldığını da müşahede ediyoruz.
* Üniversitelerimiz özgürdür. İlahiyat fakültelerimiz özgürdür. Hocalarımız da öğrencilerimiz de her soruyu sormalı, her meseleyi cesurca tartışmalı, hiçbir endişe duymadan rahatça konuşmalıdır.
* Bakınız din adamlığıyla şovenlik aynı kisvede bulunamaz. Şöhret hastalığı, samimiyetin, hüsnüniyetin ortadan kalkmasına neden olur. Bunun vebali ağırdır. Topluma örnek olması beklenen kişilerin şöhret ve kudret uğruna ağır başlılıktan, vakardan, samimiyetten uzaklaşması iki cihanda hesabı verilemez ağır bir vebaldir.