Afyon, Kütahya ve Uşak sınırlarında yer alan bir milli park, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın çevreye ve koruma alanlarına yönelik skandal bakış açısını ortaya serdi. Bakanlık, parkın sınırlarının genişletilmesi için görüşü istenince, ‘çok fazla isim altında ilan edilen koruma alanlarının madenciliğe ve ekonomiye zarar verdiği’ yorumunu yaptı.

1981’de ilan edilen Başkomutan Milli Parkı, Kurtuluş Savaşı’ndaki Büyük Taarruz’un geçtiği alanları kapsıyor. Parkta Kurtuluş Savaşı’nda önem taşıyan tarihi yerler, anıtlar ve şehitlikler bulunuyor. Özellikle otsu florasıyla ilgi çeken parkta endemik türler de var.
Radikal’den Merve Erdil’in haberine göre, söz konusu yanıt Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın Afyon, Kütahya ve Uşak sınırlarındaki 40 bin 947 hektarlık ‘Başkomutan Tarihi Milli Parkı’nın sınırlarının değiştirilmesi talebiyle görüş istemesi üzerine geldi. Enerji Bakanlığı 11 Nisan’daki yanıtında, söz konusu alanda ‘maden, jeotermal kaynak ve mineralli su arama ruhsat sahaları ile ihalelik sahalar bulunduğuna‘ dikkat çekti.
‘Önceliğimiz maden’
Ancak Bakanlık’ın Müsteşar Yardımcısı İlker Sert yanıtında konuyu bir adım ileri taşıyıp, ‘milli park’ ve genel olarak ‘koruma‘ kavramlarından ‘rahatsızlığını‘ açıkça dile getirdi: “Milli Park olarak tespit edilip ilan edilen alanlarda maden arama ve işletme faaliyeti yapabilmek imkansız hale gelmektedir.”
‘Ne çok isim altında koruyorsunuz!’
Sert, ‘rahatsızlık veren‘ koruma alanlarının isimlerini tek tek sıralamaya üşenmeyip bunların ‘son derece fazla‘ olduğunu savundu; ‘ekonomik nedenlerden‘ ötürü çevrenin korunmasının sınırlandırılmasını istedi.
Müsteşar Yardımcısı şöyle dedi: “Zaten orman, mera, sit alanı, milli park, tabiat parkı, tabiat anıtı, tabiatı koruma alanı, hassas alan, sulak alan, avlak, yaban hayatı koruma alanı, yaban hayatı geliştirme alanı, kuş göç yolu, özel çevre koruma bölgesi’ gibi son derece fazla isim altında, fazlaca alanın korunan alan olarak ilan edildiği ve her geçen gün bu alanların sayılarının artırıldığı ve/veya sınırlarının genişletildiği bir ülkede; bu sürecin devam ettirilmesinin başta enerji olmak üzere diğer yatırımların yapılmasını ve ülke kaynaklarının ekonomiye kazandırılmasını olumsuz yönde etkileyeceği ve Türkiye ’nin 500 milyar dolar ihracat hedefi ile dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedeflerini gerçekleştirme imkanını ortadan kaldıracağı değerlendirilmektedir.”
‘Yeni koruma alanları uygun değil’
Sert, Bakanlık’ın yeni koruma alanlarına karşı olduğunu da: “Bu sebeple, çok önemli bulgular elde edilmedikçe ve zorunlu olmadıkça yeni bir koruma alanı ilan edilmesi veya koruma alanının sınırlarının genişletilmesi Bakanlığımızca uygun görülmemektedir” sözleriyle vurguladı.