Gerçek ve tüzelkişilerin her türlü temel hak ve özgürlüklerinin pervasızca ihlal edildiği sırada ilan edilen “İnsan Hakları Eylem Planı” bağlamında, toplumla alay eder gibi gündeme getirilen bilmem kaçıncı yargı paketi, Adalet Komisyonu’nda kabul edilmiş.
“Şahsım Devleti”nde, yargı mekanizmasının tümüyle iktidara bağımlı hale getirildiği bir yapıda, hangi kuralı getirirseniz getirin, hiçbirinin işe yaramayacağı ve adalet sisteminin tek bir kişinin duygu, düşünce, birikim, kültür ve ideolojisinden kaynaklanan tutum ve davranışlarına göre işleyeceği açıktır.
Dolayısıyla bilmem kaçıncı “Yargı reformu” adıyla Meclis’e getirilen öneri, içteki ve dıştaki kamuoyunun gözünü boyamaktan başka bir işe yaramayacaktır!
Üstelik, bir bölümü zaten uygulanması gereken genel hukuk ilkelerinden oluşan hükümleri “reform” adıyla sıralayan tasarı, bugün bile çok eleştirilen bazı konularda durumu daha da vahim hale getirmektedir.