Gün geldi, Nazlı hanım FETÖ’den tutuklandı ve cezaevine girdi. Düşene vurulmaz ilkem uyarınca hakkında bir tek satır bile yazmadım. Oysa tam zamanı idi!.. Cezaevine girmiş…Ne yazarsanız yazın, isterseniz en ağır hakaretleri edin, size yanıt veremez, açıklama yapamaz, kendini savunamaz. Eli kolu bağlı, özgürlükten yoksun birilerine bunu yapmak ahlâksızlıktır, namertliktir.
Bunlardan biri özellikle Mehmet Altan’dır. Geçmişte kapışır ve yazılarımızda karşılıklı olarak en ağır hakaret sözcüklerini kullanmaktan çekinmezdik… Gün geldi Mehmet de FETÖ’den tutuklandı ve cezaevine girdi… Ve hakkındaki görüşlerim değişmediği halde, yine aynı ilke doğrultusunda onun için de bir tek satır bile yazmadım.
Yıllar ve koşullar insanların bazı duygu ve düşüncelerini törpülüyor. Geçmişte o kadar kapıştığım Nazlı Ilıcak’ın günün birinde bana “Sevgili Emin Çölaşan” diye başlayan, cezaevindeki durumunu anlatan, içini döken ve yine “Sevgili Emin Çölaşan” diye biten bir mektup yazacağını, doğrususunu isterseniz aklıma getiremezdim. Geçmişte yaşadıklarımızı ve kavgalarımızı düşündüm, kendi kendime “Hey gidi günler” dedim.