MESUDE ERŞAN
@mesudersan
mesudeersan@diken.com.tr
E-sigara kullanımı ile kanser arasındaki bağlantıya odaklanan son araştırmalar, e-sigaraların ve içindeki sıvıların (vaping) kesin ve muhtemel kanserojenler içerdiğini gösteriyor. Bu etkilerin görülmesi yıllar alabilir.
E-sigaranın özellikle gençler ve sigara içmeyenlerce kullanımının hızla artması endişelere yol açıyor.
E-sigarada ‘yok yok’
Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) henüz e-sigaralar veya içerikleri üzerinde bir inceleme başlatmadı ve bu ürünler hakkında herhangi bir standart da yayınlamadı. Bu sebeple e-sigaraların bileşimi ve etkileri değişkenlik gösteriyor.
Ancak pek çok toksik kimyasal ve metalin elektronik sigaralarda bulunduğu biliniyor. Bu maddeler, e-likit bileşenleri olarak ve e-sigara cihazının organik reaksiyonları sonucunda oluşabiliyor. E-sigarada aşağıdaki maddeler var:
*Nikotin: Ergen beyin gelişimini olumsuz etkiliyor, yüksek bağımlılık yaratıyor,
*Dietilen glikol: Akciğer hastalıklarıyla bağlantılı. Antifrizde kullanılan toksik bir kimyasal,
*Kadmiyum: Geleneksel sigaralarda bulunan, solunum problemleri ve hastalıklara neden olan toksik bir metal,
*Benzen: Araba egzozunda bulunan uçucu organik bir bileşik,
*Propilen glikol: Yiyeceklerde yaygın kullanılan bir katkı maddesi. Aynı zamanda antifriz, boya çözücü yapımında ve sis makinelerinde yapay duman üretiminde kullanılıyor,
*Karsinojenler: Asetaldehit ve formaldehit gibi kansere neden olduğu bilinen kimyasallar,
*Akrolein: Esas olarak yabani otları öldürmek için kullanılan bir herbisit. Geri dönüşümsüz akciğer hasarına neden olabiliyor,
*Diasetil: Bronşiolit obliterans olarak da biliniyor ve akciğer hastalığıyla ilgilisi var,
*Nikel, kalay, kurşun gibi ağır metaller,
*Akciğerlerin derinliklerine solunabilen ultra ince partiküller.
Kanser gelişimi yıllar alabilir
Üründen ürüne farklı bileşenler de bulunabiliyor ve bu bileşikler birbiriyle etkileşerek daha farklı zararlar verebiliyor.
Sorularımızı yanıtlayan Florida Üniversitesi Onkoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Dr. İlyas Şahin, potansiyel kanserojen etkileri nedeniyle bu ürünlerin üzerinde durulması gerektiğini söyledi.
Şahin uzun dönem sağlık etkilerinin netleşmesi ve güvenilir verilerin elde edilmesi için uzun süreli gözlem gerektiğini söyledi: “Özellikle kanser gibi kronik hastalıkların gelişimi yıllar alabilir. Örneğin, asbeste maruz kalma sonrası kanser gelişimi 20-50 yılda olabiliyor. Bu, kişilerin asbeste ilk maruz kaldıktan onlarca yıl sonra ilgili hastalıklar geliştirebileceği anlamına gelir. Maruz kalmanın yoğunluğu ve süresi, asbest türü ve bireyin genel sağlık durumu gibi faktörler bu süreyi etkileyebilir.”
E-sigaraların zararı kanserden ibaret değil. Solunum/akciğer problemleri, bağımlılık ve beyin gelişimi üzerindeki olumsuz etkileri de var. Henüz bilmediğimiz ve öğreneceğimiz farklı sağlık etkilerinin ortaya çıkması da kuvvetle muhtemel.
Isıtarak buhar üretenler de sağlıklı değil
Bazı yeni nesil e-sigaralar, tütünü yakmak yerine ısıtarak nikotin içeren buhar üretiyor. Bunların da yüksek sıcaklıklarda zararlı kimyasalların açığa çıkmasına neden olabileceğini belirten Şahin, şöyle devam etti: “Bu nedenle ısıtılan e-sigaraların da kendi zararları olabileceği ve geleneksel sigaralara benzer sağlık riskleri taşıyabileceği düşünülüyor. Özetle, elektronik sigaralar, özellikle gençler için tehlike arz ediyor. Bu tür ürünlerin kanserojenik etkilerinin ortaya çıkması için yaklaşık 20 yıl gibi bir süre gerekebilir. Daha uzun süreli ve fazla çalışma yapılmasıyla bilgiler netleşecek. Maalesef insanlar, çoğu zaman kısa sürede zararının görülmediği alışkanlıkların ‘zararsız’ olduğu sanıyor. Tavsiyemiz, sigaranın her türünden uzak durulması.”
Hayvan deneylerinin sonuçları açık
Fareler üzerinde yapılan bir çalışma, e-sigara aerosolünün akciğer kanseri ve mesane hiperplazisi riskini artırabileceğini ortaya koydu. Bulgular, e-sigaraların geleneksel sigaralara kıyasla daha düşük düzeyde tütüne özgü nitrozaminler sunduğunu, ancak yine de kanser riski taşıdığını kanıtladı.
Şahin, “Çalışma, e-sigara aerosolü partiküllerinin küçük boyutunun, akciğer dokularına daha derin nüfuz ettiğini ve DNA hasarına neden olduğunu gösteriyor. Ayrıca, e-sigara bileşenlerinin diğerleriyle etkileşime girerek kanser riskini artırabileceğini de vurgulamak lazım” dedi.
Endüstri ve bazı kullanıcılar e-sigaraları sigarayı bırakmak için ara bir yol olarak görüyor.
Şahin bunun henüz üzerinde uzlaşılan bir tavsiye olmadığını ve FDA’nın da onaylamadığını hatırlattı: “İçerikleri ve vücudunuzun maruz kaldığı kimyasalları göz önüne alırsak, kanser dahil sağlık zararlarının daha da netleşmesi zaman içinde kaçınılmaz olarak görülebilir. Dolayısıyla bu ürünlerin daha sıkı kontrol ve düzenlemelere tabi tutulması -özellikle gençler için- öneriliyor.”
Türkiye’de ‘sözde’ yasak
Tüm yasak ve önlemlere rağmen Türkiye’de sokulup satılması engellenemeyen elektronik sigaralar özellikle gençler, hatta çocuklar arasında yaygın biçimde kullanılıyor.
E-sigara ve ısıtılmış tütün ürünlerinin yasal olarak satışı mümkün değil. Ancak yasal düzenlemeler yetmiyor. Denetimsiz bırakılan bu alanda çeşit çeşit e-sigara, ısıtılmış tütün ürününü herkesin gözü önünde satılıyor ve kapıya kadar teslim ediliyor. Dolaylı veya dolaysız reklamları yine internet ortamında dolaşıyor.