İngiltere’nin sınırlarına varan mültecileri uçaklarla Ruanda’ya gönderme planı göç politikalarında tehlikeli bir dönemin habercisi. Şimdi Danimarka, Ruanda ile benzer bir sığınmacı anlaşması üstüne görüşmelerde bulunuyor. Elbette bir çeşit yatırım, ticaret ve iş ortaklığı projeleriyle birlikte… Türkiye’nin AB ile, göçmenleri kendi ülkesinde tutma, Avrupa’ya varmalarını para karşılığı önleme anlaşması da bu göç politikalarının bir çeşidi.
Batı, savaştan, kıtlıktan, açlıktan ve işkenceden kaçan doğulu ve güneyli göçmenleri evrensel haklarına ve uluslararası hukuka rağmen engellemeye kararlı. Bunun için de çeşitli anlaşmalar, gizli kapaklı pazarlıklar, ucu açık vaatlerle sığınmacılara yönelik sorumluluklarını göç taşeronlarına yıkmayı planlıyor. Yoksul coğrafyalar, yolsuz baskıcı yönetimler, otokrat rejimler bu göç taşeronlarının en güçlü adayları olacak. Üstelik bu taşeronlar sayesinde farklı coğrafyalarda yeni imtiyaz ve nüfuz alanı yaratma ‘başarısı’ da göçmenlerin önüne yüksek duvarlar ören zengin ülkelerin olacak.