Ekolojik dengeyi koruyan ve ‘denizlerin oksijen deposu’ olarak bilinen deniz çayırlarıyla deniz yosunlarının Ege Denizi’ndeki yayılımı ve güncel durumunun tespiti için çalışma yürütülüyor.

Manisa Celal Bayar (MCBÜ) ve Dokuz Eylül (DEÜ) üniversitelerinden akademisyenler, TÜBİTAK tarafından desteklenen ‘Ege Denizi’nin Makroflora Tür Çeşitliliği ve Ekolojik Durumu’ başlıklı proje kapsamında sualtı çalışmalarına başladı.
Saros Körfezi’nden Marmaris’e kadar olan bölgede tüplü dalış yaparak kıyıdan 40 metre derine kadar olan alanlardan örnekler toplayan dokuz kişilik ekip, türlerin fotoğraflarıyla videolarını çekerek yoğunluğunu, yayılma alanını ölçümlüyor. Ekip, Ege kıyılarında bu türler üzerindeki karasal baskının boyutuyla yabancı türlerin tespiti için de çalışma yürütecek.
Ağaçların karadaki işlevini denizde üstleniyor
Proje koordinatörü MCBÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ergün Taşkın, AA muhabirine, deniz çayırları ve yosunlarının sualtı dünyasının en zengin yaşam alanları olduğunu, karasal ortamdaki ağaçların üstlendiği işlevi denizde yerine getirdiğini ifade etti.
Karbondioksiti çekerek oksijen üreten deniz çayırlarının küresel iklim değişikliği sürecinde öneminin bir kat daha artırdığına işaret eden Taşkın, bu türlerin deniz kirliliği, atıklar, balıkçılık faaliyetleri ve yat turizminden olumsuz etkilendiğini dile getirdi.
Karbon emisyonunu azaltmada önemli
Yat ve teknelerin demir attıkları sırada dipte sürüklenen çapaların çayırları tahrip ettiğini, turizmde de plajlarda tesisler açılmasının kıyı şeridine önemli hasarlar verebildiğini aktaran Taşkın şöyle devam etti:
“Karbon emisyonunu azaltmada denizlerde en önemli bileşenlerden bir tanesi çayır ve yosunlar. Projede amacımız tür çeşitliliğini ortaya çıkarmak, bunun dışında da türlerin nerelerde yayılış gösterdiğini saptamak, bu alanları koruma altına almak için önerilerde bulunmak. Bu deniz çayırları ve makroalgler balıkçılığın en önemli kaynağını oluşturuyor çünkü birçok balık burada yumurtluyor, besleniyor, yaşamını sürdürüyor. O nedenle mutlaka korunması gerekiyor.”
Korumak için öneri sunacaklar
Denizlerde en önemli sorun karasal baskının geldiği seviyeyi, atıklar ve liman faaliyetlerinin bu türlere etkisini de ortaya koymayı öngördüklerini aktaran Taşkın, çalışma sonucunda kötü ve zayıf bölgeler için restorasyon projeleri hazırlayacaklarını, koruma önerileri sunacaklarını, yabancı türlerin tespiti konusunda önceki yıllarda yapılan çalışmaları güncelleme fırsatı bulacaklarını söyledi.
Üç yıl sürmesi öngörülen projenin araştırma ekibinde MCBÜ’den Prof. Dr. Ersin Minareci, Doç. Dr. Orkide Minareci ile DEÜ Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü’nden öğretim elemanı Dr. Barış Akçalı ile beş öğrenci yer alıyor.