MESUDE DEMİR
Doğum kontrol yöntemleri konusundaki efsaneler sürüyor. ‘Doğum kontrol hapı kısırlık yapar’ ya da ‘Spiral doğurganlığı öldürür‘ benzeri yanlış inanışlar, birçok kadını modern ve güvenilir yöntemlerden uzaklaştırıyor. Partner baskısı nedeniyle korunamayan kadın sayısı da yüksek.

Çiftlerin ne zaman, kaç çocuğa sahip olacağına kararı, bir insan hakkı. İstedikleri zaman ve sayıda çocuk sahibi olmanın yolu; doğum kontrol yöntemlerini bilmek, uygun olanı seçmek ve bunlara ulaşabilmekten geçiyor.
Türkiye’de yıllardır kadınların bedeni üzerinden ‘siyaset‘ yapılıyor. Bir yandan kaç çocuğu, hangi yöntemle doğurmaları gerektiği en tepeden ‘dikte‘ ettiriliyor. Diğer yandan bunu planlamak isteyenlerin önü doğum kontrol yöntemlerine erişim kısıtlanarak kesiliyor.
Cinsellikle ilgili eğitimlerin verilmesiyse mevcut hükümetin gündemine dahi girmiyor.
Yüzde 63’ü başka çocuk istemiyor
Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2018’e göre, 15 ile 49 yaş arası halen evli kadınlardın yüzde 13’ü hemen çocuk sahibi olmak, yüzde 14’ü başka çocuk için en az iki sene beklemek isterken, yüzde 63’ü başka çocuk istemiyor ya da tüpleri bağlatmışlar.
Doğurganlığı sınırlama isteği, yaşayan çocuk sayısıyla birlikte artıyor. Halen evli ve çocuk sahibi olmak istemeyen kadınlarda bu oran yüzde 3 iken, halen evli ve üç veya daha fazla çocuğu olan kadınlarda yüzde 80’nin üzerine çıkıyor.
Araştırma tarihinden önceki son beş yıllık dönem içerisindeki doğumların veya halen süren gebeliklerin yüzde 75’i istenmiş, yüzde 11’inin daha sonra olması tercih edilmiş, yüzde 15’i ise istenmemiş.
Kadınların bedenleri üzerindeki hakları tanınmalı
Diken’in sorularını yanıtlayan kadın hastalıkları ve doğum uzmanı Dr. Mehmet Bekir Şen, kadınların gebelik konusundaki bakış açısının son yıllarda önemli değişimler geçirdiğini söyledi. Ancak ‘tam olarak bilinçli’ diyebilmek her kesim için mümkün değil. Şen, “Çünkü bu konu hem kültürel hem sosyoekonomik hem de eğitsel faktörlerden etkileniyor” diye ekledi.
Bilinçli gebelik ancak kadınların yeterli bilgiye ulaşabildiği, toplumsal baskılardan uzak, kendi kararlarını özgürce alabildiği bir ortamda mümkün. Şen, “Toplum olarak kadınların bedenleri üzerindeki haklarını tanımak ve desteklemek, sadece bireysel değil, kamusal bir sorumluluk” dedi.
Korunma yöntemlerine kolay ve ücretsiz ulaşmayı sağlayacak aile planlama hizmeti, modern yöntemlerin daha yüksek oranda kullanılmasını sağlayabilir.
Eşleri istemediği için kadın etkili yöntem kullanamıyor
Tüm koşulların optimum olması halinde korunmasız ilişkiyle gebe kalma riski (ya da şansı) yüzde 25’e kadar çıkıyor. Bu nedenle gebelik planlamayanlar için etkili korunma şart.
Şen kadınların doğum kontrol yöntemleriyle ilgili bilinçlenme düzeyinin her geçen yıl arttığını söyledi: “Ancak bilgiye ulaşma kolaylaştıkça, bilgi kirliliği de arttı. Bu yüzden doğru kaynaktan bilgi almak çok önemli. İnternet, sosyal medya, sağlık platformları ve doktor içerikleri sayesinde doğum kontrolü artık tabu olmaktan çıkıyor. Artık birçok kadın planlı gebelik istiyor. ‘Kadın doğasına bırakılmış bir kader’ değil, bilinçli tercihle anne olmak ön plana çıkıyor.”
Ama hâlâ sorunlar var. Eğitim düzeyine göre bilgi farkı çok büyük. Kırsalda ya da eğitimi düşük kadınlarda kulaktan dolma bilgilerin, hurafelerin yaygınlığına dikkat çeken Şen şöyle devam etti: “Bazı kadınlarsa eşleri istemediği için spiral ya da kondom kullanamıyor. Kadınlar doğumdan korunma konusunda genel olarak daha bilinçli ama bilgi eşit dağılmıyor. Eğitim, sosyoekonomik durum ve kadının kendine verdiği değer bu bilgiyi ne kadar özümsediğini belirliyor.”
‘Bedeni tanımak sadece organların yerini bilmek değil’
Kadınlar bedenlerini ne kadar tanıyor? Şen’e göre genç kuşakta beden farkındalığı daha yüksek. Ancak birçok kadın, doğurganlık döneminde ne olup bittiğini yeterince bilmiyor: “Kadınların kendi bedenlerini tanıyıp tanımadığını sorduğumuzda cevap aslında hem evet, hem hayır. Çünkü bedenini tanımak sadece organların yerini bilmek değil. Döngülerini, tepkilerini, ihtiyaçlarını ve sınırlarını da fark edebilmek demek. Bazı kadınlar bedenlerini gerçekten tanıyor. Regl döngüsünü takip eden, yumurtlama belirtilerini bilen, hangi yiyeceğin kendisine iyi gelip gelmediğini fark eden kadın sayısı her geçen gün artıyor.
Ayna karşısına geçip vajinasını, vulvasını tanımaya çalışan; vajinal akıntısını gözlemleyen, libidosunu ve cinsel zevkini sorgulayan kadınlar çoğalıyor.
Kadın sağlığına özel mobil uygulamalar, regl takvimleri, nefes ve meditasyon gibi araçlarla bedenini izlemeyi öğrenen kadınlar da artıyor.”
Bedenine yabancılar da var
Öte yandan kendi bedenine yabancı olan çok sayıda kadın var. Cinsel sağlık tabu kabul ediliyor. Pek çok kadın kendi vajinasına hiç bakmamış, klitorisin nerede olduğunu ya da ne işe yaradığını bilmiyor.
Şen bedenini tanımanın onu izlemek, ona saygı duymak ve ihtiyaçlarına kulak vermekle başladığını ifade etti ve ekledi: “Bu da aslında sessiz ama güçlü bir devrim. Kadının kendine dönmesi, bedenini sahiplenmesi hem sağlığını hem de hayatını değiştirecek kadar derin bir farkındalık.”
Erkekler korunma yöntemi kullanmaya hevesli değil
Erkeklere yönelik yöntemlerde çok seçenek yok. Bu konuda sorumluluk almada da çok istekli değiller. Şen’in klinik gözlemleri de bu yönde: “Doğum kontrolü çiftlerin ortak sorumluluğu olsa da ne yazık ki erkekler hala doğum kontrolünü kadının sorumluluğu gibi görüyor.
Vazektomi (tüplerin bağlanması) gibi etkili ama kalıcı yöntemler hâlâ çok az tercih ediliyor. Ama erkeklerin bu sorumluluğu paylaşma düzeyi oldukça düşük. Bu da hem kadınları hem ilişkileri olumsuz etkiliyor.
Bazı erkekler ise bu konuda oldukça bilinçli ve partnerlerine destek oluyor. Kondom kullanımı, ortak karar alma, kadının yöntem tercihine saygı duyma gibi yaklaşımlar artıyor.
Özellikle büyükşehirlerde ve eğitim düzeyi yüksek çevrelerde erkeklerin bu konudaki farkındalığı daha yüksek.”
Gençler ertesi gün hapıyla korunmaya çalışıyor
Şen’e genç çiftlerin hangi yöntemleri tercih ettiğini sorduk. İlk sırada kondom ve ertesi gün hapı var. Bunun en temel nedeni, bu yöntemlerin kolay ulaşılabilir olması ve medikal bir süreç gerektirmemesi. Kondom hem gebelikten hem cinsel yolla bulaşan hastalıklardan koruduğu için özellikle ilk cinsel deneyimlerde tercih ediliyor. Şen, “Ancak düzenli ilişkilerde kondom kullanımının bırakıldığını da sıkça görüyoruz” dedi.
Ertesi gün hapıysa çoğu zaman korunmasız ilişki sonrası ‘acil durum çözümü’ olarak kullanılıyor. Şen, “Ne var ki, bu yöntemin sık kullanımı hormonal dengeyi bozabiliyor. Asla düzenli bir doğum kontrol yöntemi olarak görülmemeli. Ancak yine de birçok genç kadın, bilgi eksikliği ya da başka yöntemlere güvenememe nedeniyle ertesi gün hapına yöneliyor” dedi.
Spiraller artık doğum yapmamış kadınlar için de uygun
Son yıllarda bazı genç kadınların doğum kontrol haplarına da yönelmeye başladığını anlatan Şen, özellikle adet düzenlemesi, sivilce kontrolü ve regl ağrıları gibi yan faydaları nedeniyle tercih edildiğini söyledi ve ekledi: “Fakat hâlâ ‘doğum kontrol hapı kısırlık yapar mı?’, ‘doğum kontrol hapı hormonları bozar mı?’ gibi endişeler nedeniyle bu yönteme temkinli yaklaşanlar da var.”
Spiral (RİA) ise gençler arasında daha az tercih ediliyor çünkü genellikle doğum yapmış kadınlara önerildiği düşünülüyor. Oysa günümüzde özellikle bakırlı spiraller, doğum yapmamış genç kadınlar için de uygun hale getirildi.
Takvim yöntemi, geri çekme gibi düşük koruyuculuğu olan geleneksel yöntemler hâlâ bazı gençler tarafından kullanılıyor. Bu yöntemler bilgiye dayalı olmadığı sürece yüksek oranda istenmeyen gebelikle sonuçlanabiliyor.