Saygın İngiliz dergisi Economist bu haftaki sayısında PKK ve IŞİD saldırıları ve 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Türkiye’nin yakın tarihindeki en kırılgan döneminden geçtiğini yazdı.
Erdoğan aynı kefeye koyuyor
Dergi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, IŞİD terörünü ayrı bir sorun olarak ele almaktansa, darbe girişimini planlayanları, kendisine muhalif bürokratları, Kürt militanları ve cihatçıları aynı keseye koyduğuna, Gülencilerle PKK ve IŞİD arasında hiçbir fark görmediğine dikkat çekti: “Cumhurbaşkanı, ülkesine yönelen her tehdidi, Türkiye’yi zayıflatma komplosunun bir parçası olarak görme eğiliminde ve şu ana kadar bundan çok zarar gördü. Ülkesinin birden çok tehditle yüz yüze kaldığı bu dönemde, bu yaklaşımın işe yaradığını söylemek zor.”
Cerablus operasyonuyla barış umudu zayıfladı
Economist ayrıca Cerablus operasyonuyla Suriye’deki savaşın daha da karmaşıklaştığını, ittifakların değiştiği ve zaten çok sönük olan barış umudunun giderek kaybolduğunu belirtti.
Dergi, Türkiye için de dinamiklerin değiştiğini, AKP hükümetinin IŞİD terörü ve Kürtlerin güç kazanması endişeleriyle Rusya’yla yeniden yakınlaşırken, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a yönelik söylemini de değiştirmeye başladığını kaydetti.
Kürtler sessizce çekilmeyecek
Yazıda, Türkiye’nin Cerablus operasyonunun Kürtler tarafından ‘Suriye’nin kuzeyinde kontrol ettikleri bölgeleri birleştirememeleri için yapılmış bir harekât’ olarak algılandığı belirtilerek, Kürtlerin ‘sessizce geri çekilmeyeceği’ savunuldu: “Türkiye’nin saldırılarının Kürt direnişiyle karşılaşma, yani bir Amerikan müttefikinin, ABD’nin bir vekiliyle ve Amerikan uçaklarının hava koruması altındaki bölgelerde karşı karşıya gelme riski var. Kürtler sessizce geri çekilmeyecek. PYD Eş Başkanı Salih Müslim, ‘Türkiye’nin Suriye bataklığında kaybedecek çok şeyi var’ dedi. Kürtlerin komutasındaki Suriye Demokratik Güçleri de ‘ülkelerini, doğrudan ya da dolaylı işgallere karşı savunacaklarını’ açıkladı.”
Rusya’ya dikkat
Economist, tüm bunlar olurken, Rusya’nın da Lazkiye’deki hava üssünü kalıcı hale getirerek ve İran’la daha yakından çalışarak, bölgede daha sağlam bir varlık kurma peşinde olduğunu da işaret etti: “Carnegie Moskova’dan Dmitri Trenin, ‘Ortadoğu, Rusya’nın 21. yüzyılın süper gücü olma ihtirası için bir platform haline geldi’ diyor. Ancak Rusya bunu yaparken Suriye’deki savaşın bataklığına saplanma riskiyle de karşı karşıya. Bu durumda, kalıcılık pek de arzu edilir bir şey olmayabilir.”