Dünya Bankası, enerji fiyatlarının bu yıl yüzde 59,1 artmasının ardından 2023’te yüzde 11,2 düşmesinin beklendiğini bildirdi.
Enerji krizi; Ukrayna’daki savaş, Batı’nın Rusya’ya yönelik yaptırımları ve Rusya’nın Avrupa’ya gaz ihracatını düşürmesine paralel olarak derinleşiyor. Uzmanlar, enerji fiyatlarının bu yıl artmaya devam edeceğini öngörüyor.
Dünya Bankası’nın Emtia Piyasaları Görünüm Raporu’nun Ekim 2022 sayısında da bu yıl için artış beklendiği bildirildi.
Enerji fiyatlarının bu yıl yüzde 60’a yakın yükseleceği tahmin ediliyor
Yükselen emtia fiyatlarının enflasyonist baskıları uzatabileceği vurgulanan raporda, petrol, doğalgaz ve kömürün oluşturduğu enerji emtia fiyat endeksinin bu yıl geçen yıla kıyasla yüzde 59,1 yükselmesinin beklendiği kaydedildi.
Raporda, enerji fiyat endeksinin 2023’te ise yüzde 11,2 düşmesinin beklendiği, ancak söz konusu düşüşe rağmen fiyatların son beş yıldaki ortalamanın yüzde 75 üzerinde olmaya devam etmesinin beklendiği bildirildi.
Tarım ürünleri, metaller ve mineraller gibi enerji dışı emtia fiyatlarından oluşan endeksin ise bu yıl yüzde 10,5 artacağının tahmin edildiği belirtilen raporda, söz konusu endeksin gelecek yıl ise 8,1 düşmesinin öngörüldüğü aktarıldı.
Raporda, Brent türü ham petrolün varil fiyatının bu yıl geçen yıla kıyasla yüzde 42 artışla ortalama 100 dolar seviyesinde olacağı, 2023’te ise yüzde 8 azalışla ortalama 92 dolara gerilemesinin beklendiği aktarıldı.
Altın fiyatlarında düşüş beklentisi
Değerli metallere ilişkin fiyat endeksinin ise bu yıl yüzde 4 ve gelecek yıl yüzde 3,6 azalmasının beklendiği belirtilen raporda, altının ons fiyatının bu yıl geçen yıla göre yüzde 1,4 ve 2023’te yüzde 4,2 azalacağı tahmini yer aldı.
Raporda, tarımsal ürünlerin fiyat endeksinin ise bu yıl yüzde 13,4 artmasının beklendiğine işaret edilirken, gelecek yıl yüzde 4,5’lik azalış öngörüldüğü aktarıldı.
Metal fiyatlarının ise bu yıl yüzde 2,9 artarken gelecek yıl yüzde 15 düşeceğinin tahmin edildiği belirtilen raporda, metal fiyatlarındaki düşüş beklentisinin büyük ölçüde zayıf küresel büyüme ve Çin’deki ekonomik yavaşlama endişelerinden kaynaklandığı belirtildi.