Kılıçdaroğlu, bundan altı ay önce kavgasız gürültüsüz aday olsaydı, bana gönderilen mesajların haklı zemini olabilirdi. Erdoğan’ın muhtemel etnik köken, mezhep, “HDP’yle ve terörle ilişki” gibi unsurlarla kurgulayacağı klasik bir “belden aşağı vurma” taktiği işe de yarayabilirdi. Ancak Kılıçdaroğlu artık bizzat parti tabanlarının baskısıyla çözülen bir krizin ardından aday oldu.
Seçmenler, Kılıçdaroğlu’na karşı çıkan Akşener ve İYİ Parti’ye çok güçlü bir şekilde “bizim önceliğimiz iktidarın değişmesi, etnik köken, mezhep gibi detayları bir kenara bırakın” mesajı verdi. Kılıçdaroğlu ayrıca Saadet Partisi, Deva Partisi ve Gelecek Parti gibi ana omurgasını muhafazakarların oluşturduğu partilerin (Akşener’le kriz yaşamayı göze alacak kadar) ısrarlı desteğiyle aday oldu.
Erdoğan, bu saatten sonra Kılıçdaroğlu’nun Alevi olduğunu seçim meydanlarında kullanırsa, sırf HDP’yle görüştü diye Kılıçdaroğlu’nu terörü desteklemekle suçlarsa ayıplanır ve büyük tepki çeker. En azından muhalefet partilerinin milliyetçi ve muhafazakar tabanında umduğunu bulamaz.