Anayasa Mahkemesi (AYM), AKP belediye başkan adayı bir kişi hakkında yazdığı köşe yazısı nedeniyle bir gazetecinin 1000 liralık tazminata mahkum edilmesi kararını bozdu: “Rahatsız edici de olsa siyasilere ve tanınmış kişilere ilişkin yapılan bilgilendirme ve eleştirilerin cezalandırılması ‘caydırıcı etki’ doğurarak toplumdaki ve kamuoyundaki farklı seslerin susturulmasına yol açabilir.”
AA’nın haberine göre Balıkesir’de yaşayan sürekli basın kartı sahibi Önder Balıkçı, 2013’te Bandırma Manşet isimli internet sitesinde ‘Gözlerim yaşardı doğrusu’ başlıklı bir yazı yazdı.
Eti Maden İşletmeleri Bandırma Bor ve Asit Fabrikası İşletme Müdürü Recep Şekerci de kendisi hakkındaki yazının ardından Balıkçı’ya ‘asılsız iddialarda bulunulması nedeniyle itibarının zedelendiğini’ ileri sürerek manevi tazminat davası açtı.
Bandırma Asliye Hukuk Mahkemesi, ‘duyguların dışa vurma biçimlerinin alay konusu yapılması’nı ‘kişilik haklarına saldırı’ olarak değerlendirerek Balıkçı’yı 1000 liralık manevi tazminata mahkum etti.
Yargıtay, temyiz talebini reddetti, Balıkçı’ysa AYM’ye bireysel başvuru yaptı.
Yeniden yargılama yapılacak
AYM, mahkemenin kararıyla, anayasanın 26’ncı ve 28’inci maddelerine atıfla, Balıkçı’nın basın ve ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini kararlaştırdı, yeniden yargılama yapılmasını istedi.
AYM’nin kararında, Şekerci’nin önemli bir kuruluşun yöneticisi olması ve siyasi kimliğinin bulunması nedeniyle ‘itiraz götürmeyen tanınmışlık derecesi gözetildiğinde kendisine yöneltilen eleştiri ve düşünce açıklamalarına daha toleranslı olması gerektiğinin açık olduğu’ ifade edildi.
Kararda şunlar kaydedildi: “Müştekinin siyasete atılma iradesi -şu veya bu şekilde- belli olduktan sonra gazetecilerin onun sözlerini ve davranışlarını takip etmeleri, onun hakkında fikir oluşturarak kamuoyunu bilgilendirmeye hatta yönlendirmeye çalışmaları demokratik bir toplumda kaçınılmazdır. Rahatsız edici de olsa siyasilere ve tanınmış kişilere ilişkin yapılan bilgilendirme ve eleştirilerin cezalandırılması ‘caydırıcı etki’ doğurarak toplumdaki ve kamuoyundaki farklı seslerin susturulmasına yol açabilir. Cezalandırılma korkusu, çoğulcu toplumun sürdürülebilmesine engel olabilir. Bu nedenle somut olayda başvurucunun 1000 lira tazminat ödenmesine karar verilmesi, bilgilendirme ve eleştiri ortamına zarar verebilecektir.”
Şekerci, AKP’den belediye başkan adayı olmuştu.
Balıkçı’nın yazısı
Gazeteci Balıkçı yazısının bir bölümünde şöyle diyordu: “Törende Mehmet Akif’in Çanakkale Destanı’nı dile getiren çok duygusal şiirler dile getiriliyor. Sevgili müdürüm Şekerci’ye bakıyorum gözleri sulanmış! Ona bakarak ben de duygulanıyorum. Ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. Şekerci’nin gözleri çakmak çakmak, gel de duygulanma. İşte ülkeyi sevmek böyle olur Recep müdürüm. Devlet memurluğu çalışma saatlerini bile bir yana bırakıp koşarak gelmiş törene. İyi ki 7 CHP’li milletvekilinin Bandırma fabrikasını ziyaret için geldikleri günde olduğu gibi aniden bir kent dışı görevi çıkmamış. Yoksa bu töreni nasıl izleyecekti? Ne diyelim Allah herkesin gönlüne Recep Şekerci gibi vatan ve ulus sevgisi versin, amin!”