Koku alma duyusunu kaybetmenin Covid-19 ile ilişkili semptomlardan biri olduğu artık biliniyor. Bu yüzden bilim insanları koku kaybının ilişkiler üzerindeki etkisini araştırmaya başladı. Buna göre koku kaybı cinsel hayatı mahvedebilir.
York Üniversitesi’nden Ian Hamilton’un aktardığına göre araştırmada bireylerin, eş ve çocuklarla ilişkisinde kokunun ne kadar önemli olduğu ortaya çıktı. Araştırmaya katılanlar, koku alma duyusunu kaybetmenin, çevrelerinde sevdikleri kişiler olsa bile tanıdık kokuların yok olması sebebiyle kendilerini yalnız hissettirdiğini söyledi.
Diğer yandan Covid-19 kaynaklı olarak gerçekleşen koku deneyimindeki kayıp, bununla sınırlı kalmıyor. Aynı zamanda alınan kokuyu bozuyor. Yani bir zamanlar çekici ve güvenli gelen, artık itici olabilir. Bu cinsellik için de geçerli…
‘Libido kırıcı’
Araştırmada yer alan bazı kişiler için cinsel ilişki öncesinde veya sırasında partnerin kokusunu alamamak kötü sonuçlara yol açtı. Bozulan ve itici gelen kokular, araştırmaya katılan bazıları için ‘libido kırıcı’ bir hale büründü.
Tat ile koku arasındaki ilişkinin yakınlığı malum. Bilim, insanların kötü kokan yiyecek ve içeceklerden iğrenmek üzere evrimleştiğini söylüyor. Böylelikle bu evrimsel uyarı sayesinde gıda zehirlenmelerinden korunmuş oluyoruz. Böyle bir amaca karşın koku kaybının uyarılmayı da azaltabileceği söyleniyor. Yiyecek ve içeceklerden zevk almak genellikle cinsel yakınlığın başlangıcı.
Yani tat almak, sadece yemekle ilgili değil. Partnerle öpüşmek de belli bir ölçüde tat almayı içeriyor. Bu kesintiye uğradığında da cinsel ilişki konusunda bir engel ortaya çıkıyor.
Araştırma katılımcılarından bazıları, aldığı kötü tat yüzünden bir partneri öpmekten nasıl kaçındığını anlattı. Katılımcılar, bundan bahsetmenin bile zor olduğunu söyledi.
Fakat bu durumun tek bir boyutu yok. Yani koku kaybı sadece başkalarıyla ilgili değil, aynı zamanda nasıl koktuğunuzu bilmemekle de ilgili. Bunun eksikliği güvensizlik yaratıyor.
Fakat bazı katılımcılar ilişkilerinde iyileşmeler bildirdi. Daha önceleri partnerlerinin kokularını itici bulduğu bu kişiler, koku kaybıyla birlikte özgürleştiğini söylüyor. Bu durum onları daha özgüvenli hale getirince, önlerindeki engeller de ortadan kalkmış.
Koku kaybı Covid-19’un geçici bir etkisi olsa da bunu yaşayanların yüzde 10’unda en az altı ay sürdüğü biliniyor. İlişkiler üzerindeki etkisi de dikkate alınırsa koku kaybını etkili bir semptom olarak öne çıkıyor.
Bu belirti genelde sağlık uzmanları tarafından gözden kaçırılıp önemsiz olarak kabul edilebiliyor. Ancak bu araştırma aksini gösteriyor. Covid-19’un annelik, cinsellik ve diğer ilişkileri tehdit etme kapasitesi böylelikle anlaşılmış oluyor.