Erzurum’daki Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Hacı Bahattin Evgi Kuran kursunda çocukları cinsel istismara uğrayan anneler, Diyanet’in davalarını geri çekmeleri için baskı kurduğunu söyledi. Bir anne Diyanet başkanına seslenerek, ”Erbaş kendinden utanmalı” dedi.
Erzurum’da yedi çocuğun tecavüz ve cinsel istismara uğramasına ilişkin davada Diyanet’e bağlı Hacı Bahattin Evgi Kuran kursu belletmeni H.A.’ya 119 yıl altı ay hapis cezası verilmişti.
Diyanet’in müdahillik talebi reddedilirken Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Müjde Tozbey Erden şunları söylemişti: “Diyanet ve müftülük hakkında şikayetçi olduk. Asıl sorumlu Diyanet’tir. Tek suçlusu H.A. değil. Aylarca “Neden kameralar duvara dönük?” diye sormayan Diyanet suçludur. Onlar bizim karşı tarafımız.”
‘Diyanet’i duyduğumdan beri midem bulanıyor’
Halk TV’den İsmail Saymaz’a konuşan istismar mağduru çocukların anneleri, Diyanet’e tepki gösterdi.
İstismara uğrayan çocuklardan U.’nun annesi T. şöyle konuştu: ”Erbaş kendinden utanmalı. Müftü gözümün içine baka baka diyor ki, ‘Biz kardeşiz.’ Düşman olmaya bile layık değil. Hiçbir şey olmamış gibi nasıl yüzümüze bakıyorsun? Medyaya düşmeden önce hiç birimizi umursamadın. ‘Kol kırılır, yen içinde kalır’ ne demek? O vahşet için kullanabileceğin cümle bu muydu? Sözde müftü Yıldırım, bu toprakları mundar edenlerden biridir. Çocuğumun hayatını mahveden ilçe müftüsünü nasıl olur da plaketlerle, kırmızı halılarla, başarı belgeleriyle gönderirsin? Senin neyine güveneyim? Ey müftü, seni seçeni ben seçtim. Elim bilekten değil, omuzdan kırılsın!
Ali Erbaş, bize gönderdiğin heyet sana yakışan heyet. Gelen bayan diyor ki, ‘Aslında istersem sizinle anlaşırım.’ Ben çocuğumun onurunu sizin ayağınızın altına atacak kadar ahmak mıyım? Ne Allahtan, ne kuldan korkuyorsunuz. Sizin hayanız yok.
Diyanet’in adını duyduğumdan beri midem bulanıyor. Eşime vasiyet ettim. Cenazemi Diyanet’e bağlı biri kaldırmasın. Sokaktaki insan namazımı kıldırsın.”
‘Soldan korktukları kadar Allah’tan korkmuyorlar’
S.’nin annesi E. de Diyanet’e tepki göstererek şunları söyledi: ‘‘Diyanet’in davaya müdahil olmaması güzel oldu. Hatta alkışladım. Onları çevremde görmek istemiyorum. Kendilerine de söyledim. İsminizi duymak istemiyorum. Müftü, yalandan, ‘Kardeşinizim’ diyor. Kardeş, böyle yapmaz. Zor günde yanında olur değil mi? Müftülük adliyeye çok yakın. ‘Davanızın arkasındayım, sizin kardeşinizim’ deseydi, derdik ki bu samimi. Ama değil.
Erzurum’un imajı sarsılıyormuş! İslam’a zarar veriyormuşuz! Dine zarar veren ortada. Bunlar sol kesimden korktukları kadar, afedersiniz, Allah’tan korkmuyorlar. Sağ kesim gelsin, onunla da konuşurum. Müftülüğe söyledim. ‘Diyanet TV bizle röportaj yapsın, anlatayım.’ Beklediler ki diğer aileler gibi geri adım atalım. Asla!”
T.’nin annesi Z. ise, Diyanet’ten kendilerine “Davanızı geri çekin” dendiğini belirterek şöyle konuştu: ”Hem anneyim, hem teyzeyim. Çocuklarımız beraber okuyorlardı. Biz araştırdık. Köklü diye, Diyanet’in diye güvenerek verdik. Biz aileler suçluyuz belki, kabul ediyoruz. Ama Diyanet’in avukatının ‘İsmimiz kirleniyor’ demesi bizi yaraladı. ‘Davanızı çekin’ dediler. Bu, toplumun davası. Hangi şehirlerde neler yaşanıyor? Aileler ses çıkarmadığı için devam ediyor. Biz de gizleyebilirdik. Üstünü örtebilirdik.”
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın görevlendirdiği müfettişin raporu sonrası, daha önce açığa alınan yedi kişi görevlerine iade edilmişti. Erzurum Valisi Okay Memiş’se yeniden soruşturma istemiş, daha önce görevlerine iade edilen Kuran kursu çalışanlarıyla Palandöken Müftüsü Abdülhalim Acar açığa alınmıştı.
Açığa alınan Palandöken Müftüsü Abdülhalim Acar’ın Ankara’ta müftü yardımcısı olarak atandığı ortaya çıkmıştı.