AYNUR KOLBAY
aynurkolbay@hotmail.com
@okumak_zamani
“Çocuklara ölümü anlatmanın bir yaşı olmadığını düşünüyorum. Bebekken bile bir yakının ölümü o bebeğin hikâyesinin bir parçası. Birisi ölünce sadece o ölmüyor, etrafındaki insanlar yoğun duygular yaşıyor, ritüeller gerçekleşiyor. Bu nedenle olan bitenleri anlatmak bu deneyimi yaşayan çocuklara borcumuz.”
Ölüm, kayıplar, yas… Bunlar sadece çocuklar için değil, yetişkinler için bile konuşması, yaşaması ve kabullenmesi zor konular. Bu nedenle de bu alanlarda yazılmış, doğru yönlendiren ve travma ya da ajitasyona yer vermeyen çocuk kitaplarının çok önemli ve değerli olduğunu düşünüyorum.
Klinik Psikolog Bahar Çakır tarafından kaleme alınan ‘Tostos Dedesini Özlüyor’, bir kaplumbağa ailesi üzerinden ölümü olabilecek en naif, en sade ve çocuklar açısından en anlaşılabilir haliyle anlatıyor.
Minik kaplumbağa Tostos, anne ve babasıyla vakit geçirmeyi çok seviyor. Ama en yakın arkadaşı dedesinin yeri apayrı onun için. Onunla vakit geçirmeyi, oyunlar oynamayı ve keşifler yapmayı çok seviyor. Daha şimdiden birlikte pek çok anı biriktirmeyi de başarmış. Günün birinde bastıran çok şiddetli fırtına ve yağmur nedeniyle günlerce kabuklarına sığınmak zorunda kalıyorlar. Tostos, anne ve babasıyla yan yana olsa da dedesiyle ayrı düşüyor ve tüm bu süre boyunca onu merak edip özlüyor. Fırtına dinip de babası dedesini aramaya gittiğindeyse heyecanla geri dönüşlerini bekliyor. Ancak dedesi ne yazık ki dönmüyor.
Kitap, ölüm konusunu çok incelikle ele alıyor ve kelimeler özenle seçilerek kullanıldığı için de ölümün doğallığına dair güzel bir akış yakalanıyor. Tostos’un dedesini beklerken yaşadığı umutsuzluk, bu umutsuzluk karşısında bulduğu yöntemler, çocuklara olduğu kadar yetişkinlere de duyguları fark etmek, üzücü de olsa onları kabullenmek ve bu duygularla başa çıkmak üzerine güzel, yumuşak mesajlar veriyor. Tıpkı her fırtınanın sonunda güneş açması gibi, her üzüntünün, her kaybın sonunda da mutlaka hayata sarılacak bir şeylerin olduğu gerçeği sade bir şekilde aktarılıyor.
Kitabın en güzel ve en önemli özelliklerinden birisi de başında ve sonunda yetişkinlere yönelik oluşturulan kısımlar. En başta, belirli sayfalara dair yönlendirici yaratıcı okuma ipuçlarının verilmesi, hikâye esnasında çocukların da dinledikleri ile empati kurmasını ve canlandırma yapmasını sağlıyor. En sonda ölüme dair yetişkinlere yol gösteren not kısmı ve çocukların bu konudaki sorularına dürüst ama ağır gelmeyecek yanıtlar vermeyi kolaylaştıran soru-cevap kısmı, bir kayıpla başa çıkmaya çalışan pek çok yetişkin için yol gösterici nitelikte.
“Çocukların kocaman gözleri ve kulakları vardır. Bizim tahmin ettiğimizden çok daha fazlasını duyup görürler. Bu yüzden en önemli şey, bu gerçekliği saklamamak, kısa, net ve doğru cümlelerle çocukların sorduklarına cevap vermektir.”
Yazarın Covid-19 salgınında ya da ülkede ve dünyada yaşanan doğal afetler nedeniyle ani kayıp ve yas yaşayan çocukların duygularının ifade bulabilmesi adına kaleme aldığını söylediği hikâyenin Gözde Eyce’ye ait çizimleri de en az hikâyenin kendisi kadar duygularla iç içe. 3 yaştan itibaren okunabilecek kitap, herhangi bir kayıp yaşanmasına karşın başucu ve kaynak kitabı olarak düşünülebilir.
Keyifli okumalar…
Yazar adı: Bahar Çakır
Resimleyen: Gözde Eyce
Sayfa sayısı: 40 sayfa
Yayınevi: Beyaz Balina