TUĞBA ÖZER
@tugbaaozerr
Partisinin ‘Milletin Sesi’ sloganıyla İstanbul Maltepe Meydanı’nda düzenlediği mitingde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “İktidar olduğumuzda asla değişmeyeceğim. Neysem oyum” dedi.
CHP’nin Bursa’da düzenlemeyi planladığı mitingi, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’na verilen hapis cezasının onanmasının ardından İstanbul’a alınmıştı.
Sabah erken saatlerden itibaren miting alanının çevresinde güvenlik önlemleri alındı. Alana çıkan bazı yollarsa trafiğe kapatıldı.
Türkiye ve CHP bayraklarının taşındığı alanda bazı yurttaşların üzerinde CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun fotoğrafının basılı olduğu tişört de giydikleri görüldü.
Çorlu tren katliamında hayatını kaybedenlerin aileleri için miting alanına “Adalet İstiyoruz” pankartı koyuldu.
‘Her yer Taksim her yer direniş’
Mitinge İstanbul ilçe belediye başkanlarının yanı sıra CHP İstanbul milletvekilleri ve büyükşehir belediye başkanları da katıldı.
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen Covid-19’dan dolayı Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ise geçirdiği kaza sonucu katılamadı.
Gezi aileleri de sahneye davet edilenler arasındaydı. Berkin Elvan’ın anne ve babası Gülsüm ve Sami Elvan, Ahmet Atakan’ın ailesi Ali Atakan, Emsal Atakan; Mehmet Ayvalıtaş’ın babası Ali Ayvalıtaş yoğun alkışlarla sahneye çıktı.
Gezi Davası tutuklularının aileleri Meriç Demir Kahraman, Şükran Atalay, Mustafa Atalay, Burcu Yapıcı, Cansu Yapıcı, Gültekin Altınay da sahneye çağrıldığında “Hak, hukuk adalet” sloganları atıldı. Konuşmalar sürerken de sıklıkla “Her yer Taksim her direniş” diye bağırıldı.
Meriç Ataman, şunları söyledi: “Gücünü özgürlük ve eşitlikten alan, dayanışmayı büyüttüğümüz ama en çok da umudumuzu geleceğe taşımamıza vesile olan Gezi Direnişi’nin adalet talebini bugün bir kez daha bu meydana taşıyarak demokrasiye güç veren herkese merhaba. Bu adalet talebi gelecek güzel günler içindir. Bu adalet talebi, kentlerimizin yağmalanmadığı, kamu kaynaklarımızın yok edilmediği, derelerimizin özgür aktığı geleceğimiz içindir. Bu adalet talebi, yargının bağımsız olduğu, yaşama sahip çıkan seslerin duyulduğu, mesleklerinin gereğini yapan hak savunucularının tutsak edilmediği bir ülke içindir. Bu adalet talebi; Ethem’in, Ali İsmail’in, Medeni’nin, Hasan Ferit’in, Abdocan’ın, Ahmet’in, Mehmet’in ve Berkin’in özgür düşleri içindir.”
Yurttaş: Bir ekmek 5 lira, bunu bile alamıyoruz
Ataman’ın konuşmasının ardından kürsü yurttaşlara bırakıldı.
65 yaşında çalışmak zorunda kalarak bulaşıkçılık yapan Nazife Canoğlu, şöyle konuştu: “Ben 70 yılından beri Türkiye’de yapmadığım iş kalmadı. İki senedir yardımlarla ayakta duruyorum. 3 bin lira maaşım var, 1600 lira kira. Faturalar vs. gerisini siz hesaplayın. Beni idama götürseler söylemeye devam edeceğim. Bir ekmek 5 lira biz bunu bile alamıyoruz. Ben hayatta ne böyle zam ne pahalılık gördüm. Bir makarna 5 lirayken şimdi 20 lira, ben emekliyim veremiyorum. Şunu demek istiyorum gelin seçelim. Gelin doğru yolumuzu kendimiz bulalım. Hakkımızı arayalım. Kim geliyorsa başa hakkımızı korusun.”
‘Vatandaş evine et sokamıyor’
20 yıldır kasaplık yaptığını söyleyen Fatih Uludağ şunları söyledi: “20 yılın en kötü zamanını yaşıyorum. Benim çıraklık zamanında ustalarım bize dedi ki ihtiyaç sahiplerini geri çevirme. Şu zamanda bir ihtiyaç sahiplerine bir parça et veremiyoruz. Çünkü tezgahımıza koyduğumuz eti satamadan zamlı et alıyoruz. Sanayi tipi elektrik kullanıyoruz 8-10 bin TL elektrik faturası ödeyen kasaplar var. Vatandaş evine et sokamıyor. İki gün önce 15 liralık kıyma istedi yemek yapmak için. Bir dolma biberi doldurmayacak kıymayla dört kişi yemek yiyecek. İnsanlar misafirlerine et alamıyorlar bırakın kırmızı eti tavuk alamıyorlar. Biz hükümete dileklerimi ilettik devlet büyüklerimize de söylüyoruz. Bizim normalde çöpe atığımız kemikler raflarda yerini aldı.”
‘Anneleri bu hale getiren sistem utansın’
Temizlik işçisi Muazzez Süngür ise şunları dedi: “Eşim apartman görevlisi iki tane çocuğumuz var. Ben eşime yardımcı olabilmek için yarım zamanlı ev işçiliği yapıyorum. Aynı zamanda ben bir anneyim. Çocuklarımı okumasını ve bizden daha iyi yaşamsını istiyorum. Her geçen gün bu umudum azalıyor. Şimdi acaba çocuklarımı karını nasıl doyuracağız diye düşünüyoruz. Ben 8 yaşındaki .Çocuğumla markete gidemiyorum olur da bir şey ister de alamam diye. Anneleri bu hale getiren sistem utansın.”
Kılıçdaroğlu: Haramilerin saltanatı yıkılıyor
Daha sonra söz alan Kılıçdaroğlu, özetle şunları söyledi:
“Kimse umutsuzluğa kapılmasın haramilerin saltanatı yıkılıyor. 9 temmuz 2017’de bu meydanda milyonlarla buluşmuştuk. Bu yürüyüş bizim ilk adımımızdır demiştik. Beş yıl önce ilk adımını attığımız bu yürüyüşün finaline yaklaşıyoruz. Az kaldı bu kentin fabrikalarında meydanlarında üniversitelerin meydanlarında kucaklaşacağız meraklanmayın az kaldı.
Sevgili İstanbullular benden önce halkımızın çığlığını dinlediniz. Birileri insanları korkuyla sindirmek istiyor. Siyasallaşmış yargı, mafya, uyuşturucu baronları, beşli çeteler, yandaş medya ve beslemeleri, insan kaçakçıları, silah kaçakçıları hepsi birlikte çalışıyor. Tek bir amaçları var; korku iklimi yaratmak ve bu iklimden yararlanmak. Sizi, bu milleti korkutarak bu sistemi ayakta tutmak istiyorlar. O ve sarayı giderse kaos olur algısı peşindeler.
‘Türkiye değişime hazır’
Bu algıyı pekiştirmek için gece yarısı insanları gözaltına alıp tutukluyorlar. Tweet attılar diye çocukları okullarından alıyorlar. Yeşili savunanlara ağır hapis cezası veriyorlar. Hapse atılan gazeteciler, siyasetçiler siyasilere getirilen siyaset yasakları… Şimdi bir adım daha atıp partileri kapatmak istiyorlar. Saray ve şürekasının dilinden düşmeyen bir kelime var o yasak bu yasak şu yasak. Tahammül edilmeyen, gençler, eğlence, yaşam tarzı, özgürlük biz ise gençlerden Atatürk’ün dediği gibi fikri hür vicdanı hür gençler istiyoruz.
Çok uzun süredir söyleyecekleri elle tutulur hiçbir şey yok. Az kaldı, uzun zamandır değişim rüzgarları esiyor. Türkiye değişime hazır. İşçi, memur, bürokrat, esnaf, sanayici bu değişime hazır. Bu değişime gençler hazır kadınlar hazır.
Ben neoliberalizme karşıyım. ‘Bırakın halkı sömüren sömürsün, piyasa kendi dengesini bulur’ söylemine karşıyım. Türkiye’de toplumun belleğine yerleştirilen bu anlayış iktidar destekli sömürme ve köleleştirmeye dönüştü.
‘Kullanışlı aparatlarla kavga edeceğiz ve kazanacağız’
Nerede bir hata görürseniz bizi özgürce eleştireceksiniz. Bu pencereyi açıyorum size. Eleştirmekten korkmayacaksınız. Saray rejiminde gençlere eğlence yok. Saray rejiminde uyuşturucu baronlarıyla kol kola olanlar var. Ülkeyi uyuşturucu bataklığına çevirdiler. Kadın cinayetleri işçi cinayetleri… İşte biz bu kullanışlı aparatlarla kavga edeceğiz. Sonuna kadar edeceğiz ve kazanacağız.
Söz veriyorum biz kazanacağız. Ülkemiz ağır bir ekonomik buhranın içinde. Bu hakka hukuka adalete sırt çevirmenin, adaletsiz yönetimin sonucudur. Milyonlarca aile ağır yoksulluk içinde geçinemiyor. Sonuç: Yüzbinlerin tiranlıktan kaçmaya çalışması. En değerlimizi gençlerimizi kaybediyoruz. Gençlerimizin yüzde 70’i yurt dışına gitmek istiyor. 550 bini gitti bile.
Yalanlardan hepimiz bıktık! Ağızlarını açtıklarında yok efendin 2023, 2071, dış güçler, Almanlar, Japonya bizleri kıskanıyor, anlaşmalarda gizli maddeler var. Bunların tamamı yalan. Çok uzun süredir söyleyecekleri elle tutulur hiçbir şey kalmadı.
‘Ben iktidar olduğumuzda asla değişmem’
Bugün daha önce değinmediğim iki konuya değinmek istiyorum.
Bazıları bir partinin halkını dinlemesi, iyi kalpli olmak devlet adamı olmak zayıflıkmış gibi gösteriyor. Dostlarım biz birlikte iktidar olacağız ve biz iktidar olduğumuzda ben asla değişmeyeceğim. Ben neysem oyum. Kibar olmayı, dinlemeyi, anlamayı değiştiremem değiştirmeyeceğim tam aksine inadına koşacağım. Unutmayın iyi insan olmayı zayıflık olarak gösterenler bir yüzükle yola çıkanlar bugün milletin celladı haline geldiler. Kendi celladınızı seçmeyin. Vicdanımızın sesini dinlemek zorundayız.
CHP’de geçmişte şöyle yaptı böyle yaptı diyorlar. Evet hatalar oldu. Biz hatalarımızdan ders çıkarmasını bilen bir partiyiz. Allah şahidimizdir ki kendimizi geliştirmek için çok çaba harcıyoruz. Tam anlamıyla mükemmel olmasak da mükemmel bir göreve talibiz. İşsizlere iş sağlamak, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bölgesinde saygın bir ülkeyi yeniden inşa etmek. Bu söylediklerimize inanıyorsanız, akıllı bir ekonomi yönetimi istiyorsanız, Silivri korkusu olmadan konuşmak istiyorsanız, Harp Akademisi öğrencileri serbest bırakılsın istiyorsanız, eğitime ve sağlıkla güzel bir bütçe ayrılsın istiyorsanız, 128 milyar doların kime satıldığını öğrenmek istiyorsanız, ödediğiniz vergilerin nereye gittiğini öğrenmek istiyorsanız, asgari ücretli açlığa mahkum olmasın istiyorsanız bize katılın. Çocuklarınızın geleceğini düşünüyorsanız bize katılın.”
Mitingin sonunda sanatçı Mazlum Çimen eşliğinde ‘Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz’ türküsü söylendi.