Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) üyesi 22 avukatın yargılandığı davada, ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı ile Barkın Timtik’in tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Dava 1 Haziran’a ertelendi.
ÇHD Genel Başkanı Selçuk Kozağaçlı’nın 30 yıl, Barkın Timtik’in ise 53,5 yıla kadar hapsinin istendiği 22 sanıklı davaya İstanbul 18’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün devam edildi.
Silivri Kapalı Cezaevi Yerleşkesi’ndeki mahkeme salonunda yapılan duruşmaya tutuklu sanıklar Selçuk Kozağaçlı, Barkın Timtik ve Oya Aslan ile başka dosyadan tutuklu Özgür Yılmaz getirilirken avukatları da duruşmada hazır bulundu.
Fransa Barolar Birliği, Paris, Brüksel, Liege ve Bologna baroları, Avrupa Barolar Federasyonu, Almanya Cumhuriyetçi Hukukçular Derneği, Uluslararası Avukatlar Birliği, Risk Altındaki Avukatlar İçin Uluslararası Gözlemciler, Fransa Sınır Tanımayan Avukatlar’ın temsilcileri ile CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da duruşmayı takip etti.
‘‘Buldum’ dediğiniz şeyler orijinal değil‘
ANKA’nın aktardığına göre Kozağaçlı, duruşmada şöyle konuştu:
“Buldum dediğiniz dijitalleri incelemeye gönderdiniz, ancak bizim taleplerimizi dikkate almadınız. ‘İlk rapor bir gelsin bakalım’ dediniz diye okudum ben durumu. Şimdi söylüyorum tekrar, ‘Buldum’ dedikleriniz, dosyadaki evrakları barındırmıyor. Ben bundan çok eminim. ‘Buldum’ dediğiniz şeyler orijinal değil. Dijitaller için, ‘orijinaller’ için siz yazmasanız ben Hollanda’ya yazmaya devam ederim, bundan kaçış yok. Bu dijital belge, bu dosyadaki delilleri barındırmıyor, ben bunu biliyorum.
Soruşturma polisi Ramazan Akyürek (eski Emniyet Genel Müdürlüğü istihbarat daire başkanı) hakkında konuşalım biraz. Şimdi kendisiyle aynı cezaevindeyiz. Ramazan’ın 20 yıl boyunca el atıp mahvettiği bütün dosyaları kaldıracak olsak Türkiye adalet sistemindeki dosyaların dörtte birini ortadan kaldırmak zorundayız. ‘Ramazan’ın yaptığı işlerin tamamından savcılar memnun değil’ diyemeyiz. Bana ve arkadaşlarıma karşı yaptığı işlerden savcılar memnun. Ancak cumhurbaşkanına veya çocuklarına, bakanlara karşı yaptığı işlerden memnun değiller.
”FETÖ’cülerin bizimle ilgili yaptığı işlerin ‘kumpas’ olduğunun delilleri var’
‘Bizi tahliye edin’ demiyorum. ‘FETÖ’cülerin bizimle ilgili yaptığı işlerin ‘kumpas’ olduğunun delilleri var. Ortada. ‘Bizi bu yüzden tahliye etmelisiniz’ diyorum. İtirafçı olan ve TEM’in kadrolu avukatı olan Süleyman, TEM’de kişilerin ifadesine girip para aldığını açıkça beyan etti. Süleyman, hükümlü ve avukatlıktan atıldı. Adem Özcan, zaten bildiğiniz gibi. Tüm tanıklar, birçok dosyada eğitilip tanık oldular. Soruşturma ve yargılama sürecinde görev yapan kolluğun yargılandığı ve hüküm kurulduğu bir durum var. Bunlar çok büyük delillerdir. Daha ne olsun? Kuyruğu dik tuttuğumuz için acımız yok sanmayın. Biz, hapisle terbiye olmayız; biz, polisle, jandarmayla, itirafçıların yalanlarıyla terbiye olmayız. Biz, açlıkla terbiye olmayız. Biz, bu dosya yüzünden Ebru’muzu (Ebru Timtik) kaybettik.”
Sanık ve avukatları tahliye talebinde bulundu. Savcı, sanıkların cezalandırılmasını ve tutukluluk hallerinin devam etmesini talep etti.
Dosyalar birleşti
Mahkeme, sanık Barkın Timtik hakkındaki İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nin dava dosyası ile sanıklar Oya Aslan ve Günay Dağ’ın İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki dava dosyasının bu davayla birleştirilmesine karar verildi
Mahkeme heyeti, duruşmada, Belçika ile Hollanda’dan gelen belgelerle ilgili İstanbul Adli Tıp Kurumu tarafından yapılacak olan inceleme raporunun henüz gelmediğini aktardı.
Savcıdan ek mütalaa
Savcı, davaları birleştirilen sanıklar hakkında hazırladığı ve celse arasında dava dosyasına sunduğu ek mütalaasında, Oya Aslan’ın ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’ suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis istemiyle cezalandırılmasını istedi.
Mütalaada, Barkın Timtik’in ise ‘silahlı terör örgütüne üye olmak’, ‘terör örgütü propagandası yapmak’ ile ‘Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet’ suçlarından dokuz yıldan 23 yıla kadar cezalandırılması talep etti. Hakkında yakalama kararı olan sanık Günay Dağ’ın ise dosyasının ayrılması talep edildi.
Tahliye taleplerini reddeden mahkeme heyeti, dijital materyallerle ilgili adli tıp raporunun beklenmesine hükmederek davayı 1 Haziran 2022 tarihine erteledi.
Ne olmuştu?
ÇHD ve HHB üyesi avukatlar hakkındaki dava 2013 yılında başladı. Dosyayı darbe girişiminden sonra ihraç edilen ve tutuklanan savcı ve emniyet görevlileri hazırladı.
Bu dava sürerken aynı delillerle dernek üyesi bazı avukatlara 2017 yılında bir operasyon daha düzenlendi. Bu operasyonun sonucunda İstanbul 37’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde bir dava daha açıldı. Bu davanın bazı sanıkları ilk davada da yargılanıyordu.
2017’de başlayan davanın ilk duruşması Eylül 2018’de yapıldı. Beş gün süren ilk duruşmadan sonra mahkeme tutuklu bütün avukatları tahliye etti. Aynı gece savcı karara itiraz etti ve tahliye edilen avukatlar hakkında aradan 24 saat geçmeden tekrar tutuklama kararı verildi. Tahliye veren hâkim de başka bir mahkemeye gönderildi. Mahkeme başkanlığına da hâkim Akın Gürlek getirildi. Gürlek, avukatlar hakkında iddialarda bulunarak tutuklanmalarını sağlayan tanık Berk Ercan’ı soruşturma aşamasında tutuklayıp yargılama aşamasında da tahliye etmişti.
Mahkeme, bu davada Mart 2019’da avukatlara ceza yağdırdı. Avukatlar toplamda 159 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı. Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesi, Eylül 2020’de 14 avukat yönünden mahkûmiyet kararını onadı. Selçuk Kozağaçlı ve Barkın Timtik’in İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘örgüt yöneticiliği’ suçlamasıyla yargılandığını, 2017’deki dosyada ise ‘örgüt üyeliği’ suçlamasıyla yargılandığını anımsatan Yargıtay, bu kişilerin mahkûmiyetini bozdu ve dosyaların birleştirilerek değerlendirilmesine hükmetti. Böylece yargılama sekiz yıl önce başlayan dosyada birleşti.
Dava kapsamında tutuklu yargılanan avukat Ebru Timtik, adil yargılanma talebiyle 238 gün boyunca ölüm orucu tutmuş, 27 Ağustos 2020’de yaşamını yitirmişti.