CANAN COŞKUN
canancoskun2@gmail.com
@canancoskun
Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ve Halkın Hukuk Bürosu (HHB) üyesi avukatların mesleki faaliyetleri gerekçe gösterilerek yargılandığı davada bugün duruşma yapıldı. Fethullahçı emniyet mensupları ve savcıların hazırladığı iddianamelerden başlayarak, avukatlar hakkındaki iddianamelerin delili arasında yer alan Belçika-Hollanda belgeleri mahkemeye ulaştı.
Avukatlar, söz konusu belgelerin bulunduğu iddia edilen bilgisayarın imajlarının bulunduğu DVD’nin müdahaleye uğramış olabileceğini söyledi.
Mahkeme başkanı Ali İhsan Horasan da “Bu belgeler orijinal, çünkü Ramazan Akyürek’in yazısında orijinal olduğunu söylüyor” diye yanıt verdi.
Horasan, bu mahkemedeki görevinden önce İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin başkanı olarak Hrant Dink davasında Emniyet İstihbarat eski Daire Başkanı Ramazan Akyürek’i tutuklu olarak yargılamıştı. Akyürek, yargılama sonunda ‘resmi belgede sahtecilik’, ’resmi belgeyi yok etmek’ ve ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçlarından mahkûm edilmişti.

İstanbul 18’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin Silivri Cezaevi yerleşkesindeki mahkeme salonunda yaptığı duruşmayı 100’e yakın avukat takip etti. Duruşmayı izlemek için CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Muharrem Erkek, CHP Yüksek Disiplin Kurul Üyesi avukat Doğuşcan Aydın Aygün, HDP milletvekilleri Ömer Faruk Gergerlioğlu, Züleyha Gülüm, Oya Ersoy, CHP’li eski milletvekili İlhan Cihaner, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu, Ankara Baro Başkanı Kemal Koranel, İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, Adana Baro Başkanı Semih Gökayaz ve Avrupa barolarından avukatlar da salondaydı.
Alkışlarla karşılandılar
Selçuk Kozağaçlı ve Barkın Timtik duruşma salonunun içindeki merdivenlerden salona alınırken “Devrimci avukatlar teslim alınamaz” ve “Ebru Timtik ölümsüzdür” sloganları attı. Salondaki meslektaşları da onları alkışlarla karşıladı. Avukatlar Oya Aslan ve Özgür Yılmaz da tutuldukları cezaevlerinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya katıldı.
Sekiz yıldır aranan belgeler adliyedeymiş
Duruşma başında mahkeme başkanı Ali İhsan Horasan, Fethullahçı emniyet mensupları ve savcıların hazırladığı ilk iddianameden bu yana ÇHD’li ve HHB’li avukatlar hakkındaki iddianamelere delil olarak giren ancak şimdiye kadar orjinalinin nerede olduğu bilinmeyen Belçika-Hollanda belgelerinin asıllarının ve bunların bulunduğu bilgisayarın imajlarının yer aldığı DVD’nin mahkemeye geldiğini duyurdu.
Başkan Horasan, bu belgelerin Hollanda’da yapılan bir operasyonda ele geçirildiğini ve asıllarının 2005 tarihli bir mahkeme dosyasında bulunduğunu söyledi. Horasan, bu DVD’nin 25 Ocak 2007’den bu yana hiç açılmadığını belirterek, incelenmesi için Adli Tıp Kurumu’na göndereceğini aktardı.
Bu belgelerin dönemin Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek tarafından karşılandığını söyleyen Horasan, belgede onun imzasının bulunduğunu söyledi. Horasan, söz konusu DVD’nin içinde bulunan belgelerin orijinal olduğunu savununca avukat Hasan Fehmi Demir duruma itiraz etti. Bunun üzerine Horasan, “Bu belgeler orijinal, çünkü Ramazan Akyürek’in yazısında orijinal olduğunu söylüyor” dedi.
Başkanın ‘tanıdığı’ sanıktan deliller
Hâkim Ali İhsan Horasan, bu mahkemedeki görevinden önce İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde Ramazan Akyürek’in de sanıkları arasında bulunduğu Hrant Dink cinayeti davasını yürüttü. Horasan, burada Akyürek hakkında defalarca tutukluluğun devamına yönelik kararlar verdi. Akyürek de yargılama sonunda ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet, ‘resmi belgeyi yok etmek’ suçundan beş yıl yedi ay 15 gün, ‘resmi belgede sahtecilik’ suçundan yedi buçuk yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Cihaner: Hollanda’ya yazı yazılsın
Avukat ve eski milletvekili İlhan Cihaner de söz alarak “Dijital delillerin altındaki imza bile bu delilleri şüpheli hale getiriyor. Fethullahçı çete bu delillerle oynayarak davaları inşa ederdi” dedi.
Cihaner, söz konusu delilin ortaya çıktığı andan adli emanete geldiği zamana kadarki süreçle ilgili herhangi bir soru işareti kalmaması gerektiğini aktardı ve bununla ilgili inceleme yapılması gerektiğini belirtti.
Cihaner, bunun için Hollanda adli makamlarına talimat yazılarak söz konusu delilin ne şekilde elde edildiğinin sorulmasını talep etti.
Savcı mütalaasını tekrar etti
Bu konuşmalardan sonra mahkeme başkanı Horasan, duruşma savcısına tutukluluk haliyle ilgili görüşünü sordu.
Savcı da 17 Kasım 2021’de görülen bir önceki duruşmada açıkladığı esas hakkındaki mütalaasını tekrar ettiğini belirterek, tutuklu avukatların bu hallerinin devamına karar verilmesini talep etti.
Savcı Haluk Tunç, esas hakkındaki mütalaasında avukatların ‘örgüt yöneticiliği’, ‘örgüt üyeliği’ ve ‘örgüt propagandası’ suçlarından cezalandırılmasını talep etmişti.

Savcının görüşünü açıklamasından sonra Selçuk Kozağaçlı söz alarak bulunduğu iddia edilen belgelerle ilgili şunları söyledi: “Sekiz yıldır kayıp bir belge bulunuyor, bu durumda iddia makamının bu gayrete dahil olması gerekiyor. Olmazsa nasıl bir yargılama yapılacak? Savcılık bundan aylar önce hazırladığı mütalaayı -ki bu mütalaa sekiz yıl önce yazılmış iddianamenin yazım hatalarıyla dolu sonuç kısmının kopyasıdır- tekrar ediyor. Bu şu demek oluyor: Ben bu yargılamayla ilgilenmiyorum.”
‘Savcılığın tanıkları ya hayali ya da savcı‘
Kozağaçlı, savcılığın davada tanık olarak dinlenmesi için bildirdiği isimlerin bazılarının hayali olduğunu, bazılarının da savcı olduğunu savundu. Kozağaçlı, söz konusu tanıkların bu nedenle duruşmada dinlenmediğini söyledi.
Timtik: Açlık grevindeyim
Tutuklu avukat Barkın Timtik de “2005’ten beri adliyede olduğunu söylediğiniz belgeleri dosyaya getirmeyen görevlilerle ilgili suç duyurusunda bulunması gerekir. Dosya sürüncemede bırakıldıysa onlar yüzündendir” dedi.
Timtik, beş gündür açlık grevinde olduğunu da sözlerine ekledi.
Tutuklu bulunan avukat Özgür Yılmaz da duruşmaya gelmek istediğini ancak salona getirilmediğini söyledi. Başkan Horasan da “Dev ekranlarda izliyoruz sizi, daha ne yapalım” diye yanıt verdi.
Avukatların da beyanlarından sonra mahkeme ara kararını açıkladı.
Kozağaçlı ve Timtik’in tutukluluk halinin devamına hükmeden heyet, dijital delillerin incelenmesi için Adli Tıp Kurumu’na gönderilmesine karar verdi.
Bir sonraki duruşma yine aynı mahkeme salonunda 23 Mart’ta yapılacak.
Ne olmuştu?
ÇHD ve HHB üyesi avukatlar hakkındaki dava 2013 yılında başladı. Dosyayı darbe girişiminden sonra ihraç edilen ve tutuklanan savcı ve emniyet görevlileri hazırladı.
Bu dava sürerken aynı delillerle dernek üyesi bazı avukatlara 2017 yılında bir operasyon daha düzenlendi. Bu operasyonun sonucunda İstanbul 37’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde bir dava daha açıldı. Bu davanın bazı sanıkları ilk davada da yargılanıyordu.
2017’de başlayan davanın ilk duruşması Eylül 2018’de yapıldı. Beş gün süren ilk duruşmadan sonra mahkeme tutuklu bütün avukatları tahliye etti. Aynı gece savcı karara itiraz etti ve tahliye edilen avukatlar hakkında aradan 24 saat geçmeden tekrar tutuklama kararı verildi. Tahliye veren hâkim de başka bir mahkemeye gönderildi. Mahkeme başkanlığına da hâkim Akın Gürlek getirildi. Gürlek, avukatlar hakkında iddialarda bulunarak tutuklanmalarını sağlayan tanık Berk Ercan’ı soruşturma aşamasında tutuklayıp yargılama aşamasında da tahliye etmişti.
Mahkeme, bu davada Mart 2019’da avukatlara ceza yağdırdı. Avukatlar toplamda 159 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı. Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesi, Eylül 2020’de 14 avukat yönünden mahkûmiyet kararını onadı. Selçuk Kozağaçlı ve Barkın Timtik’in İstanbul 18. Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘örgüt yöneticiliği’ suçlamasıyla yargılandığını, 2017’deki dosyada ise ‘örgüt üyeliği’ suçlamasıyla yargılandığını anımsatan Yargıtay, bu kişilerin mahkûmiyetini bozdu ve dosyaların birleştirilerek değerlendirilmesine hükmetti. Böylece yargılama sekiz yıl önce başlayan dosyada birleşti.
Dava kapsamında tutuklu yargılanan avukat Ebru Timtik, adil yargılanma talebiyle 238 gün boyunca ölüm orucu tutmuş, 27 Ağustos 2020’de yaşamını yitirmişti.