Doğan Grubu’nun satışının ardından dile getirdiğim medya 80’lerdekine benzer bir kırılma yaşıyor iddiamın halen arkasındayım. Yalnızca sahiplik yapısı değil gazetecilik anlayışı da değişti, aksi zaten mümkün değildi. Bugünü haber veren çatlakları en iyi 80’lerin sonu 90’ların başında gazeteciliğe başlayanların anlatılarından izleyebildiğimizi düşünüyorum. Buraya nasıl geldik sorusunun cevabında 90’larda yerleşen çok da sorgulanmamış gazetecilik pratikleri var. O pratiklerin içine sızıp ana akım medyanın da ötesine bir zehir gibi ilerlemiş otosansür ve etik sorunlar var.
TL’deki değer kaybı, kağıt maliyetlerindeki yükseliş medyada krizin yeni bir evresinin kapısını açtı. Habere ulaşım zorluğunun ötesinde en büyük tehdit işsizlik. Her ne kadar hükümetten her türlü desteği alıyor olsalar da etkisi iktidar medyasında da hissedilecek. Krizde kurtarılacaklar listesinin başında müteahhitler var.“Ete Doyan Vatandaşlar Balığa Yöneldi” başlığını atan gazetelerin yöneticileri ve çalışanları da gün gelip “maliyetleri” düşürmek gerektiği ile yüzleştiğinde umarım bugünleri anlatacak imkana ve cesarete sahip olurlar.