Bakmasını ve görmesini bilenler için 30 Mart’ı 31 Mart’a bağlayan geceyarısının ‘balkon manzarası’, duruma ve geleceğe ilişkin birçok ipucu veriyordu.
Tayyip Erdoğan, yanında aile efradıyla birlikte. Müslüman Kardeşler’in işaretini yaparak balkona çıktı. Erdoğan yönetimindeki Türkiye’nin ‘dış politika felsefesi’nin ne olacağı, Türkiye’nin ne kadar ‘dar eksen’de dış politika yapacağını o işaret ilan ediyordu. O işaretle balkona çıkmak, ülkenin içinden ziyade, televizyon ekranındaki ‘zafer anı’nı kaydedecek ‘dış dünya’ya bir ‘muzaffer lider’in bir meydan okumasıydı.
İkinci ‘mesaj’ yanına aldıkları idi. Evet, bir ‘hanedan’ sunumu vardı ama belki daha da önemlisi, aile fertlerinin yanı sıra balkona dizilen eski bakanlar ve bazı işadamlarının, tapeler ve yolsuzluk soruşturmasında isimleri ortalıkta dolaşanlardan oluşmuş olmalarıydı.
Şayet bu 30 Mart gecesinin ‘zafer sarhoşluğu’nu yansıtarak kamuoyuna bir ‘meydan okuma’ değilse, 30 Mart sonrasında çıkacağı ‘yolculuk’ta yanında kimlerin, ne nitelikteki insanların görüleceğinin ipuçlarını veriyordu.