Geçen yaz Davutoğlu, IŞİD’le ilgili bir soruya muhatap olduğunda “anlayışlı bir amca” gibi konuşmuştu:
“Hoşnutsuzluklar, öfkeler, büyük bir cephede, geniş bir reaksiyon doğurdu. Dışlanmasalardı, bu öfke birikmezdi.”
Başbakan için, bu teşhisi buralara uyarlama vakti şimdi…
O ve ekibi, Türkiye’yi bir “özgürlükler cenneti” olarak tarif ededursun, bastırılan, dışlanan, kışkırtılan büyük cephede biriken öfke, geniş bir reaksiyon doğurmuş durumda…
Erdoğan bu infiali, benzin dökerek ve bilek bükerek bastırabileceğini sanıyor. (Öyle olmasa, bir Cumhurbaşkanı, yeni yıl mesajında bile huzur dileyeceği yerde, “Karanlık odaklar, içimizdeki hainler, kirli eller, ahlaksız darbeciler” diye haykırır mı?)
Yanılıyor.
Birbirine sürtünerek bilenen bıçaklar gibi, o celallendikçe hiddet, karşı hiddeti keskinleştiriyor; şiddet, daha yoğun şiddeti davet ediyor.
Dozu artan hışım fırtınalarında, amca konuşmalarının, koruma ordularının, biber gazlarının, TOMA sularının, itidal çağrılarının kâr etmeyeceği bir noktaya sürükleniyoruz.
Gazap eken, azap biçer; hatırlatıyoruz.