Başında numara olmayan şubeler de vardı.
Narkotik bürosu uyuşturucu olaylarını izlerdi.
Bir de ahlak polisi vardı.
Bunların görevi fuhuş olaylarını izlemekti.
Yasadışı olarak nitelenen randevu evlerine, bu amaçla kullanılan otellere baskınlar yaparlardı.
Dönemle birlikte şubeler kaldırıldı yerlerine “Terörle mücadele” birimi veya “organize suçlar ve kaçakçılık” birimleri kuruldu.
Narkotik ve ahlak masası ise yerinde kaldı.
Benim aklıma takılan “ahlak!” masası.
İlk yıllardan beri aslında hep aklıma takılırdı.
Ahlak polisi neden sadece fuhuş olaylarını izler?
Ahlak sadece kadınların “izinsiz” olarak bedenlerini satmasından ibaret değil ki.
Bakın ahlakın tanımı şöyle yapılmış; “İyiye ve doğruya yönelmiş hareketi talep eden kurallardır . Bazı davranışlara üstün değerler yüklenerek yapılması teşvik edilir. Ahlak kurallarının değiştirilmesini sağlamak amacıyla, bunu yaparken de iyi ya da kötü, doğru ya da yanlış davranışın ne olduğu sorusuna yanıtlar veren kuralların tümüdür.”
Ahlakın içinde iyi huy var, haddini bilmek var, başkasına kötülük yapmamak var, haksızlık yapmamak var, yardım etmek var, yalan söylememek var, başkasının sırtından yükselmemek var, doğru olanı her durumda savunmak var, ırz ve namusa dil uzatmamak var.
Oysa toplumda “ahlak” dendiğinde akla ilk gelen “cinsellik” oluyor.