Kılıçdaroğlu’nun adaylık macerasında geldiği nokta “güçlü bir zayıflık” içeriyor. Son bir yıldaki siyasi hamleleriyle Kılıçdaroğlu, “kazanacak aday” söylemini zayıflattı ancak hâlâ adı geçen CHP‘li isimler arasında kazanma ihtimali en zayıf aday. Cumhurbaşkanı adayı olarak adı geçenler arasında en negatif algıya sahip siyasetçi.
Yani seçmenin “Kesinlikle oy vermem” dediği ilk isim durumunda. Kılıçdaroğlu aday olması durumunda şimdiye kadarki süreçten çok daha zorlu bir evreye girecek. Elbette aday olmasını zorlayacak ölçekte yoğun bir angajman üretti ancak bu hâlâ kendisini “kazanacak aday” yapmaya yetmedi.
Son iki ayda özellikle milliyetçi-muhafazakâr seçmene umut vermesi çok zor. Sadece 6 Şubat depremlerinden sonra yürüttüğü sert-yıkıcı muhalefet tarzı bile cılız helalleşme söylemini unutturmaya yetti. Kendi adaylığı için CHP tabanını konsolide edeyim derken seçimlerde muhafazakâr kesimlere kendini ve CHP’yi sevimli gösterebilecek yere gelemedi.
SP, GP ve DEVA gibi partilerin desteği Kılıçdaroğlu’nu muhafazakâr kesime akredite etmeye yetmez. En ağır iddia ve hakaretleriyle Kılıçdaroğlu, kamuoyunun tanıdığı bir siyasetçi. Aday olması durumunda hızla 85 milyonu “kapsayıcı, uzlaşmacı bir söyleme” geçse bile bu yeni imajını seçmene taşıyabileceği vakti yok.