EMRE ZOR
@zor_emre01
2024 başkanlık seçiminde, yüksek ihtimalle, 81 yaşındaki Joe Biden ile 78’lik Donald Trump’ın yarışacağı ABD’de, yöneticilerin kaç yaşına kadar toplumu gerçekten temsil edebileceği tartışılıyor.
Ancak yaşlı politikacıların liderliğindeki ‘gerontokrasi’lerde, bu politikacıların temsil kabiliyetinin ötesinde endişeler var.
Bu endişelerin odağı zihinsel uygunluk.
Türkiye de mustarip
Türkiye’nin de ABD’den geri kalır yanı yok. Ortanca yaşın 33, ortalama emeklilik yaşının 51 olduğu ülkemizde siyasilerin yaşları bu ortalamaların epey üzerinde:
- Temel Karamollaoğlu: 82
- Devlet Bahçeli: 75
- Kemal Kılıçdaroğlu: 74
- Recep Tayyip Erdoğan: 69
- Mansur Yavaş: 68
- Meral Akşener: 67
- Ahmet Davutoğlu: 64
- Ümit Özdağ: 62
- Ali Babacan: 56
Siyasilerinin çoğu Türkiye’deki yurttaşların ortanca yaşından en az iki kat yaşlı. Fotoğraf: AA.
Ama “Bu yaşta liderlik mi yapılır!” diyebilmek zor. Çünkü nörobilim ve psikoloji, insanlar yaşlandıkça bilişsel performansların farklılaştığını söylüyor. Yani bazı beceriler yaşla azalma eğilimi gösterirken bazıları da gelişiyor.j
Hatta bazı ‘süper yaşlılar’ kendilerinden onlarca yaş gençlerin zekasına bile sahip olabiliyor.
Peki topluma liderlik edenler için sınırı nereye çekeceğiz?
Yaşlanmanın beyne etkileri
Beyin hacmi zamanla azalıyor. Bilinçli düşünmeden sorumlu prefrontal korteks, sağlıklı bireylerde yaklaşık her on yılda yüzde 5’le yaşa bağlı hacim kaybının en fazla görüldüğü beyin bölgesi. Bu bölge problem çözme, hedef belirleme ve dürtü kontrolü gibi yeteneklerle ilişkili olduğundan liderlik yeterliği tartışmalarında önemli.
Beynin odak, aktif hafıza gibi yürütücü fonksiyonlarında ise 30’lu yaşlarla başlayan düşüş 70 yaşa doğru iyice hızlanıyor. Dahası beyaz maddenin hasarlanmasından çıkan beyaz madde hastalığı, yürütücü fonksiyon bozukluğuna yol açıyor.
65 yaş ve üstü kişilerin üçte birini etkileyen bu bozukluk sonucu, dürtü kontrolü azalırken, mükerrer duygu ve düşünceler artıyor.
BBC’nin haberine göre California Üniversitesi Nöropolitika Merkezi yöneticisi Mark Fisher, ‘‘65 yaş üstü kişilerin çoğunun karar alıp hayata geçirme fonksiyonunda bir miktar bozulma vardır’’ diyor ve 65 yaşı kırılma noktası olarak niteliyor.
Bu yaşlarda beyinde başlayan başka yapısal değişiklikler de var tabii. Örneğin ABD’deki bir çalışmaya göre 60 yaşından itibaren zihinsel işleme hızı düşüyor.
65 yaş eşiğiysej beklenen yaşam süresinin 76 olduğu ABD için geçerli. Yaşam beklentileri ve sağlık sistemleri farklı ülkelerde bu eşik değişebiliyor. Mesela Türkiye’de doğuşta beklenen yaşam süresi, erkeklerde 75, kadınlarda 80,5.
Bireysel farklılıklar
Ancak bu ortalamalar sağlıklı uzun ömür ve bilişsel zindelik beklentilerinde yanıltabiliyor. Çünkü yürütme fonksiyonlarında ‘ciddi bireysel değişkenlikler’ var.
Bu değişkenlikler bireylerin hastalıklarından kaynaklanabiliyor. Kalp hastalığı, yüksek kolesterol ve tansiyon beynin yürütme fonksiyonlarını kötü etkiliyor. Fisher, özellikle yüksek tansiyonu işaret ediyor: ‘‘Beynin yaşlanmasına, doğal yaşlanma sürecinin dışında, yüksek tansiyonun etkisi büyük.’’
Yaşlı beyinlerin daha iyi performans gösterdiği alanlar da var. Mesela yeni bilgileri işleme hızı düşse bile bir bilgiyi yönlendirme ve kullanabilme yeteneği 70 yaşına kadar gelişebiliyor. Yani 70’lik bir kişinin yeni bilgileri işleme hızı, 30 yaşındakine göre düşük de olsa bunları ondan daha iyi sentezliyor.
Brown Üniversitesi’nden politik psikoloji uzmanı Rose McDermott, yaşlı beyinlerde ‘kristalize zeka’nın arttığını söylüyor: ‘‘Yaşlı bir beyin yerleşik şemalara ve düşünce yöntemlerine sahip. Ayrıca yüksek bilgi birikimi sayesinde yeni bilgiyi var olan şemalara kolayca oturtabiliyor. Hatta bunu genç halinden daha yaratıcı şekilde yapabiliyor.’’
‘Süper yaşlılar’ genç beynin bilişsel fonksiyonlarına sahip
‘Süper yaşlı’ diye bilinen 80 yaş ve üstü kimseler ise genç bir beynin bilişsel fonksiyonlarını hala koruyor. Hafıza testlerinde yaşıtlarını sollayan ‘süper yaşlılar,’ bunu beynin hafıza için mühim kısmı entorhinal korteksteki daha büyük ve sağlıklı nöronlara borçlu.
Beyin dokusunu korumak fiziksel aktiviteden, zihinsel uyarımdan ve sosyalleşmeden geçiyor. Aslında siyasi liderlik hem zihinsel uyarım ve sosyalleşmeyi sağlıyor hem de ekonomik güvence ve sağlık hizmetlerine erişim gibi ayrıcalıklar veriyor.
Siyasi tehlike
Ancak yaşlanmayla başlayan bilişsel zorlukların faturası siyasi liderlere daha ağır oluyor. University of Cambridge’den klinik nöropsikoloji profesörü Barbara Sahakian, ‘‘Siyasi liderler için en mühimi düşünme ve problem çözmedeki bilişsel esneklik. Belirsizlikte ve risk altındayken hem hızlı hem de sağlıklı karar vermeleri gerekiyor’’ diyor. Fakat bilişsel esneklik de zamanla azalıyor.
Yaşa bağlı bu zihinsel değişimler, seçmenler için endişe verici olabilir. Çünkü beynin yaşlanması siyasi tutumları da değiştirebiliyor.
Güney Kaliforniya’da yaş ortalaması 95 olan emekliler üzerindeki araştırma, bilişsel bozukluğu olanların siyasi yönelimleri ile politika tercihleri arasında uyumsuzluğa işaret ediyor.
Mal varlığı beyanı gibi…
Fischer ve farklı disiplinlerden meslektaşları, yaşlanmanın beyne etkilerine dair verileri dikkate alarak yaş fark etmeksizin siyasilerin düzenli bilişsel testlerden geçmesi gerektiğini vurguluyor: ‘‘Bilişsel testleri siyasilerin sık sık yapması beklenen mal varlığı açıklamalarına benzetiyoruz.’’
Her zaman yeni bir savaşa hazır ‘azılı savaşçılar’
ABD’nin prestijli gazetelerinden Chicago Tribune’de 10 Eylül’de çıkan editoryal yazıda da bu konu işlenmişti. Yazıda, ideal bir dünyada siyasilerin kendi durumlarını değerlendirebilmesi ve henüz dedikodular çıkmadan en doğru anda sahneden ayrılmaları gerektiği vurgulanıyordu.
Siyasilerin her zaman yeni bir savaşa hazır ‘azılı savaşçılar’a benzetildiği yazıda şu öneri de yer aldı: ‘‘Üst düzey siyasiler, emeklilik vaktinin geldiğini söylemesi için güvendiği birini görevlendirmeli. Çünkü bunu kendileri anlayamıyorlar.”