• SANAT
  • 9 SORUDA
  • DİKEN ÖZEL
  • GÜNÜN 11'i
  • DİKENLİK
  • AKŞAM POSTASI
  • SPOR
  • VPN HABER

Diken

Yaramazlara biraz batar!

  • VİTRİN
  • AKTÜEL
  • EKONOMİ
  • ANALİZ
  • DÜNYA
  • MEDYA
  • KEYİF
  • YAZARLAR
  • SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Bir yılın muhasebesi: Sanmasınlar ki yorgunluk yılgınlıktır

29/12/2014 16:35

nuraymertNURAY MERT

Zaman izafi; saat, gün, ay, yıl dediğimiz, ihtiyaçtan kullandığımız ölçüler. İşte o ölçülere göre, bir yıl daha bitti.

Her şey bir yana, bir kez daha ne kadar yorgun düştüğümüzü fark ettik. En kötüsü yorgunluk, en kötüsü bezginlik! İnsan yılmamayı başarıyor, bezmemeyi başaramıyor bazen. Tanık olmaktan utanıyor, beziyor, tanık olmaktan bunalıyor, yoruluyor insan.


Bazıları ne kadar açgözlüymüş, hesap edemiyor insan. Gözlerinin açlığından, arsızlıklarından yorgun düşüyor, tanık olmaktan utanıyor.

Tanık oldukça, korkusuz olduğunu fark ediyor insan

Ne kadar muhterismiş bazıları, hiçbir makam, hiçbir mevki gözlerini doyurmuyor. Birbirlerine dirsek atarak öne geçme yarışını izlemekten yoruluyor insan.

Arenalarda aslanların önüne atılan insanları seyrederek coşmak, naralar atmak, meğer çok uzak geçmişte kalmış, anlaşılmaz bir zevk değilmiş. Gözlerinin önünde olmayınca bilemiyor insan.

Korku insan için, sanıyoruz ki korkuyu tanıyoruz hepimiz. Meğer, eften püften şeylerden korkmak değilmiş asıl mesele. Korkudan haysiyetini kurban edecek hale gelmekmiş; insanlıktan çıkmayı göze almakmış. Tanık oldukça, korkusuz olduğunu fark ediyor insan. Tanrı’dan başka korkulacak yegane şeyin zillet olduğunu fark ediyor.

Eziklikten çıkan öfkeye karşı söz söylemek yoruyor

Bazıları ne kadar ezikmiş meğer. Hemen kavrayamıyor insan zulme uğramış olmakla ezikliğin arasındaki derin farkı, eziklerin zulmüne tanık olmadan. Zulme uğramak insanı çelikler, başını dik tutmayı öğretir sanıyor insan; ne de olsa, zulümlerin içinden çıkıyor büyük isyanlar, haysiyet mücadeleleri.

Ama herkes zulümden bir büyük insanlık mücadelesi, şahsi plandaysa dik bir duruş çıkaramıyor. Çıkaramayan sadece ‘ezik’ kalıyor, eksik kalıyor. Eziklikten, olsa olsa derin ve yatışmaz bir öfke çıkıyor. Kör bir öfke. Öylesi bir öfkenin yönettiği bir ülkede söz söylemekten yoruluyor insan.

Cehalet ve kibir bir arada

Meğer ne kadar ‘cahil’miş bazıları. Yok, asıl cehalet bilmemek değil, bilmemekte ‘inat’ etmek. İnat deyip geçmeyin, inananlar için imansızlık, nihayetinde apaçık olanı tanımamakta inat etmektir. Cehalet böyle bir haldir.

Bilmemekte inat etmek, körlükte ısrar etmektir. Rezalet almış başını gittiği halde bilmezden gelmek ve kılıf uydurmaya çalışmak da, sadece sıradan bir hakkaniyetsizlik değil, bilmeyi reddetmektir.

Dahası kibirdir, bildiklerini bilmediklerine üstün tutmak inadıdır. İstediğiniz kadar kendinizi fetva makamı sayın, apaçık olanı görmeyi reddetmek, sözde daha önemli siyasi mülahazalarla haksızlığa, hukuksuzluğa kılıf aramak, her şey bir yana vahim bir cehalet ve kibir meselesidir. Bilmemek anlamında cehaletten daha vahimdir, ‘bilmemekte ısrar etmek‘ manasında cehalet.

Anlamak için kendine zulmetmeyi göze almalı

Yok, sadece hırsızlık, yolsuzluk meselelerinden bahsetmiyorum. İnsanlık durumunu bilmemek; bilmek, anlamak adına, dar penceresinin perdelerini aralamayı reddetmek, cehalette ısrar etmektir.

Anlamak çabasıyla kendine zulmetmeyi göze alamayan, anlayamadığı ölçüde zulmeder, zulmü meşrulaştırır. Cehaletin binbir kisvesiyle yüzleşmekten yorgun düşüyor insan.

‘Osmanlıca’ deyip duranlar hiç mi tarih bilmez!

Derin manada cehalet bir yanda, düz manada cehalet diğer yanda, tanık olmaktan beziyor insan.

Düz manada cehaletten bahsetmeyi hiç sevmem ama insan Osmanlı İmparatorluğu’nu dilinden düşürmeyip, hiç mi tarih bilmez, ‘Osmanlıca’ diye ortalığı ayağa kaldırıp, konuştuğu konudan bu kadar mı habersiz olur? İsyan ediyor insan, sonunda kendi isyanından yoruluyor insan!

Ne kadar utanmaz, ne kadar ikiyüzlü oluyor bazıları, inanamıyor insan. Dün söylediğini bügün inkar edenden geçilmiyor ortalık.

Laf cambazlığı, ‘siyaset teorisi’ diye evire çevire geveleniyor

Ak saçından utanmadan itirafçı olan mı ararsınız, içinde bulunduğu çevrede tanık olduklarından zamanında hiç rahatsız olmayıp, gemi su alınca mahkemede aleyhte tanıklık yapan mı?

Zamanında, küçümsediği lidere dalkavukluk yarışında başı çeken mi ararsınız, laf cambazlığını ‘siyaset teorisi‘ diye evire çevire gevelemekten usanmayan mı?

Zamanında iktidar partisinde gelecek görmeyip veya yer bulamadığı için esip gürleyip, sonradan geç yakaladığı trende lüks seyahat uğruna sözcülüğe soyunan mı ararsınız, ‘Ben de buradayım, milletvekili seçimlerinde beni unutmayın’ mesajı vermek adına, gün aşırı yorum sayfalarını döşeyen akademisyen mi?

Hepsi ve daha neler neler bir kıyamet sergisi gibi gözlerimizin önünde biteviye akıp gidiyor. İzlemekten utanıyoruz, tanık olmaktan yorgun düştük.

Yorgunluğumuz bir yıl daha arttı ama sanmasınlar ki, yorgunluk yılgınlıktır, sanmasınlar bezginlik bitkinliktir.

Kategori:Agora

Tüm yazılar: Nuray Mert

SON HABERLER

Cemil Önal cinayetinde ikinci bir şüpheli daha saptandı

Hollanda polisi, Halil Falyalı’nın muhasebecisi Cemil Önal cinayetine ilişkin soruşturmada ikinci bir zanlının daha tespit edildiğini açıkladı.

Ünlü şef Hazer Amani, CHP'ye katıldı

Ünlü şef Hazer Amani ve iş insanı Metin Özkan, CHP’ye katıldı.

Almanya'da Ford fabrikası işçileri grevde

Almanya’nın Köln kentinde 1930’dan bu yana üretim yapan ve 11 bin 500 kişinin çalıştığı Ford fabrikasında işçiler greve çıktı.

Libya'nın başkentinde çatışmalar yeniden başladı: Eğitime ara verildi

Libya’nın başkenti Trablus’ta silahlı gruplar arasında çatışmalar yeniden başladı.

Konya Milletvekili Hasan Ekici, Gelecek Partisi'nden istifa etti

Gelecek Partisi Konya Milletvekili Hasan Ekici partisinden istifa ettiğini duyurdu.

Otoriterleşme ve büyük resmi görmek!
Velev ki, fahişe…

Ara

DİKEN’İ TAKİP EDİN

Osman Kavala 2 bin 752 gündür hapiste

YAZARLAR

Yeşil zeytini neden yemedin Sait?

Ayhan Tinin

Editör eksikliği fazlalık yaratır

Mustafa Dağıstanlı

Anne dediğin başlangıçtır

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Dilsiz bir ülkenin çığlığı

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Sırrı Süreyya Önder'in 'Cumhuriyet' eleştirisi üzerine…

Murat Sevinç

Silmek isteseler de silemezler

Psk. Dr. Feyza Bayraktar

Füruzan'ın röportajlarındaki dil dikenleri

Mustafa Dağıstanlı

GÜNÜN 11’İ

Pınar Erişen: İnsanları 'elitist ve seçkinci' diye aşağılamak geri kalmış toplumların ortak hatası

Esfender Korkmaz: Hükümetin sıcak para sevdası geçmezse, ekonomik istikrar hiçbir zaman gelmeyecek

Mustafa Yalçıner: Ortadoğu'ya gezisine rağmen Türkiye'ye gelmiyor ve dışişleri bakanını yolluyor

Fatih Yaşlı: Lozan'la derdi olan diğer aktör Türkiye İslamcılığıdır

Alaattin Aktaş: Merkez Bankası'nın on günde 15 milyar net kayba uğradığını söylemek yanlış olmaz

Yusuf Ziya Cömert: Öcalan DEM'in başına mı geçecek?

Zeynep Aktaş: Altın ve döviz bazlı fonlar portföy dengesi sağlıyor

Recep Genel: Avrupa'da en çok gayrimenkul alan milletler arasında Türkler ön sıralarda

Çiğdem Toker: Şu ana kadar 'terörsüz Türkiye' kavramının demokratik değerleri içerdiğine dair bir emare göremedik

Elif Çakır: Hakikaten de Bahçeli sözünün eri çıktı

Öztin Akgüç: Yabancı sermayenin yararından çok sakıncaları

  • 9 SORUDA
  • YAZARLAR
  • AKTÜEL
  • ANALİZ
  • DİKEN ÖZEL
  • DİKEN'E TAKILANLAR
  • DÜNYA
  • EKONOMİ
  • KEYİF
  • MEDYA
  • POPÜLER BİLİM
  • SANAT
  • BU GAZETE…
  • DİKEN 10 YAŞINDA
  • Künye
  • İletişim
  • Gizlilik ilkeleri
  • Çerez politikası

"Genç gazeteci arkadaşlarıma! Bu meslek yorucu bir meslektir. Ama, insan büyük bir zevkle çalışır. Kalemine daima efendi kal, uşak olmamaya gayret et. Mecbur kalırsan kır, sakın satma." Sedat Simavi

×