ZEYNEP KARAARSLAN BAŞARAN
@zeynepbasaran
Hikmet Hükümenoğlu’nun kitaplarını okumaya ‘Körburun‘ ile başladım. 2017 yılında Atilla İlhan Roman Ödülü’ne layık görülen bu eser, Hükümenoğlu’nun yakın Türkiye tarihine ilgisinin, sinematografik ve akıcı üslubunun iyi bir örneği.
‘Körburun’da Türkiye’nin 1960-1990 yıllarını ele alan Hükümenoğlu, sonraki romanı ‘Atmaca’da 1990-2019 yıllarını masaya yatırıyor. Bu sene yayınlanan ‘Harika Bir Hayat’da ise 1919-1950 yıllarını adeta deneyimliyoruz.
Harika isimli özel bir kadının biyografisi olarak kurgulanmış olan romanda, Harika’nın hayatı ilerlerken, fonda Halide Edip’in Sultanahmet Mitingi konuşmasından, Tan gazetesinin basılmasına birçok tarihi olay gerçekleşiyor, Sabiha Sertel’den Suat Derviş’e birçok ünlü Türk insanı arz-ı endam ediyor. Hükümenoğlu, olayları, mekanları, insanları ustalıkla tasvir ediyor.
Hükümenoğlu’na kitapla ilgili merak ettiklerimi sordum. (Dikkat: Kitabı henüz okumayanlar için, ‘spoiler’lar olabilir!)
Romanda, birçok ilginç ve güçlü kadın karakter var. Pervasız öğrenci Yael, becerikli idareci Nergis, Harika’nın en yakın arkadaşı sendika çalışmalarında bulunan hemşire Gülizar… Harika da böyle bir karakter; birçok kabiliyete sahip. Ama ne yazık ki kendini gerçekleştirmesinin önünde büyük bir engel var: Annesi! Bu anne-kız dinamiğini ne düşünerek kurguladınız? Melek, moda tabirle, narsist bir ebeveyn mi?
Bütün hikâye Melek’in kızına, ‘Harika bir hayatın olabilirdi’ demesiyle doğdu kafamda. Bu laftan yola çıkarak Harika’nın karakterini, hayat hikayesini ve anne-kız ilişkisini kurguladım. Harika bir hayat nedir, annesi neden böyle moral bozucu bir laf ediyor? Benim için romanın ana ekseni bu sorulardı.
Bununla birlikte romanı ‘biyografi‘ formatında yazacağımı önceden belirlemiştim. Yani hayali bir insanın biyografisi olacaktı. O noktada biyografi yazımıyla, ve genel olarak tarih yazımıyla ilgili sorunlar kafamı kurcalamaya başladı.
Harika’yı sadece başkalarının gözünden görüyoruz, başkalarının ağzından dinliyoruz. Romanın kahramanı olmasına rağmen aslında tamamen sessiz bir karakter Harika. Annesini de hep başkalarının gözünden izliyoruz. Evet, büyük olasılıkla narsist bir kadın ama onu gerçekte ne kadar tanıyoruz? Ölümünü bile bir dipnottan öğreniyoruz. Bu biyografiyi yazan kişinin tercihi. Sadece benim değil, onun bakış açısı hakkında da bize ipucu vermeli.
Harika Bir Hayat’ta en beğendiğim unsurlardan biri, cinsiyet rollerinin işlenişi ve romanın cinsellikle ilgili tavrı. Birçok karakterin bu açılardan birbirini yargılamadığı bir roman. Örneğin bir ‘cross-dresser’ var. Bu durum romana nasıl hizmet etti?
Harika kendi kimliğini kılık değiştirme oyunları sayesinde keşfediyor. Bu kapıyı ona Kamuran açıyor. ‘Drag‘ insanların kendini güçlü ve özgür hissetmesine imkân sağlayan bir performans ya da varoluş şekli, dolayısıyla bu iki karakterin yollarının kesişmesi bence hikâyeye katman kazandırdı.
Neden başka bir karaktere büründüğümüzde kendimizi daha özgür hissederiz? Bir anda bambaşka bir insan olabilmek sırtımızda yük gibi taşıdığımız tüm beklentilerden ve sorumluluklardan bizi kurtarıyor mu? Bu gibi sorular Harika’nın karakterine ya da moda deyimle yolculuğuna çok uygundu. Öte yandan kılık değiştirmenin, rol yapmanın, başka bir kimliğe bürünmenin beni çok heyecanlandıran iki uzantısı daha var: Tiyatro ve casusluk!
Roman finali itibariyle, devamı gelir diye düşündürüyor. Siz de bir söyleşinizde bu ihtimale yer vermişsiniz. Benim doyamadığım karakter Kamuran oldu. Onun için ayrı bir roman olacak mı?
Romanın sonunu, devamın yazacağımı düşünerek kurguladım. İkinci bölümün hangi dönemde geçeceğini kabaca biliyorum ama hangi karakterlerle devam edecek, henüz hiç fikrim yok. Ama Kamuran okurların çok sevdiği bir karakter oldu, eğer ikinci bölümde yer almazsa ona ayrıca bir öykü yazarım.
Roman çok sinematografik. Filme, diziye uyarlanmasını ister miydiniz? Herhangi bir eseriniz için bu söz konusu mu?
Harika Bir Hayat için böyle bir proje var ama şimdilik zamanı belli değil. Körburun için de konuşuyoruz. Uyarlamanın, romanın bire bir aynısı olamayacağını baştan kabullenmek gerekiyor. Sonuçta benim yazdıklarımdan yola çıkan, aynı hikayeleri belki çok başka türlü anlatan işler ortaya çıkacak ve bu beni çok heyecanlandırıyor.
Bu çok ilgi gören romanla ilgili size bugüne dek sorulmasını beklediğiniz ve henüz sorulmamış bir soru oldu mu?
Bazı okurlar, “Harika tüm bu olayların ortasında biraz silik kalmış” tarzında eleştiriler getiriyor. Çok ilgimi çeken bir eleştiri bu, çünkü demin değindiğim sorunla, yani biyografi yazımının tuzaklarıyla alakalı. Bir kişinin biyografisi ne kadar detaylı olursa olsun, ne kadar titizlikle araştırılmış olursa olsun, sonuçta gözlemlere ve tanıklıklara dayalı bir anlatı. Hakkında bir kitap okuyunca insanı komple tanımamız mümkün mü? Eğer kendi duygularını dile getirdiği günlük, mektup gibi belgeler yoksa, gerçek duygularını öğrendiğimizi iddia edebilir miyiz?
Birini ne kadar tanıyabiliriz?
Harika Bir Hayat, hem ‘tarihi ne kadar bilebiliriz’, hem ‘bir bireyi ne kadar tanıyabiliriz’ sorularını kucağımıza rengarenk bir paket içinde bırakıyor. Belgeler eksik olabilir, fotoğraflarda kadraj alınır, insanlar konuşurken kendi kendini sansürler. Velhasıl hakikat nedir?
Kitabın özel bir dikkat gerektiren bir dizi fotoğraf ile son bulması, hatta tam sonlanmaması bu soruya ilginç bir cevap oluşturuyor. Öte yandan, kendini arayan ve arayışında giderek özgürleşen bu kadın karakter bana çok iyi geldi. Bir kimliğe, etikete saplanmadan, sürekli dönüşerek yaşamak, zor olsa da, mümkün, hatta gerekli.
Harika Bir Hayat’ı okuyup benim gibi sevenlerin, 2022 yılında Sia Yayınları’ndan çıkan Colm Toibin’in romanı ‘Sihirbaz: Bir Thomas Mann Biyografisi’ni de seveceklerini tahmin ediyorum. 1929’da Nobel Ödülü kazanan ünlü yazar Thomas Mann’ın ailesi, filmde görsek “yok artık” diyeceğimiz renklilikte insanlardan oluşuyor. 1891’de Lübeck’te başlayıp, 1950’de Los Angeles’ta biten bu romanı, kapsadığı dönem itibariyle Harika Bir Hayat’la peşpeşe okumak ilginç olur!
Yazıda bahsi geçen kitaplar:
Hikmet Hükümenoğlu, Körburun
Hikmet Hükümenoğlu, Atmaca
Hikmet Hükümenoğlu, Harika Bir Hayat
Colm Toibin, Sihirbaz: Bir Thomas Mann Biyografisi