Türkiye’nin farklı şehirlerine yerleştirilen grotesk heykeller için sanatçı Komet’in ‘Türk Pop Art’ yorumu yapması tartışma yarattı.
Belediyelerin karpuz, çay, kayısı, ekmek, zeytin gibi şehirlerin simgesi haline gelmiş yemeklerin dev heykellerini meydanlara dikmesi akımında son olarak Diyarbakır’da karpuz içinden çıkan çocuk heykeli gündeme gelmişti.
Komet, Instagram hesabında bu heykelleri ‘Türk Pop Art‘ı diye nitelendirdi. Sanatçı şu ifadeleri kullandı: “Karpuz heykeli olsun, baston heykeli olsun ve bu ekmek çay heykeli hakiki bir ‘Türk Pop Art’ı’dır. Ben hayranım. Müthiş yaratıcı ve popüler işler; bunlardan yola çıkmalıdır Türkiye çağdaş ve güncel sanatı. Tam bu coğrafyanın, bu toplumun kendini ifade etmesinin sembolleridir. Genç sanatçıların bunları incelemesi gerekiyor. Elit sanatlara gelince, o zaten kendi yolunu açıyor diyebilirim. Ama bunlar harika sürreel işler. Çok da yaratıcı. Zaten heykel sözcüğünü kullanmak şart değil. Herkes istediği cins çalışmayı yapsın yani.”
Hürriyet’ten Erkan Aktuğ bu tartışmalı yorumu sanatçılara ve eleştirmenlere sordu.
Heykeltıraş Mehmet Aksoy tartışmaya en net biçimde nokta koyan isim oldu: “Belediye başkanlarının zevklerinin tezahürüdür bunlar ve Türkiye’deki heykel kültürsüzlüğünü gösterir. Burada amaç dikkat çekmektir. Heykele faydacıl, yenilir içilir bir malzeme olarak bakmaktır. Bunlar Türk Pop Art’ı değil Türk b.k art’ı olabilir ancak. Madem ‘Türk Pop Art’ı bunlar, Komet’ciğim sen öncülük yap böyle bir sergi açıver! Eli gitmez, aldığı kültür, eğitim buna müsaade etmez. Kendisi arkadaşımdır, severim ama bu görüşünü ciddiye almıyorum.”
Sanatatak’ın kurucusu, sanat eleştirmeni Ayşegül Sönmez, Batı sanat tarihinden belirli akımlarla bazı karşılaştırmalar yapmayı demode bulduğunu belirterek “Böyle bir Pop Art, Türkiye şubesi estetiği arayıp bulmak gerektiğine inanmıyorum doğrusu. Bu söz konusu heykeller ‘yerli’ milli pop art eserleri olamaz, çünkü hiçbiri onları yapanlar tarafından tüketim nesnesiyle sanat nesnesi arasındaki sınırları ya da sınırsızlığı görünür kılmak niyetiyle yapılmadılar” dedi.
Sönmez “Bence bu heykeller başlı başına canım ülkemin aslında nasıl doğal bir Disneyland parkı oluşuna nice örneklerdir” ifadelerini kullandı.
‘Zanaat da sayılmazlar’
Heykeltıraş Rahmi Aksungur insanların kolay algılayabileceği nesneleri kullanmanın iletişim açısından kolaylık sağlayabileceğine dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak bir beldeye temsili olarak yapılan karpuz, çaydanlık gibi nesnelere sanat denebilir mi? Bence zanaat da sayılamazlar. Çaydanlık, karpuz, kavun gibi nesnelerin heykel sanatı içinde yer almadığı kuşkusuzdur.“
Söz konusu heykelleri tamamen ideolojik olarak nitelendiren Baksı Müzesi’nin kurucusu ressam Hüsamettin Koçan şunları söyledi: “Bunlara olsa olsa Politik Pop denilebilir. Çünkü bunlar tabandan, halktan gelen bir şey değil doğrudan doğruya o kenti yönetenlerin beğenilerini ve kültürlerini yansıtıyor. Bunlar arkasında herhangi bir estetik kaygı olmadan, ‘ben yaptım oldu’dur.”
Ressam Ali Elmacı bu işleri eğlenceli bulduğunu belirtse de Pop Art olamayacağı görüşünde: “Son dönem kamusal alanlarda görülen heykellerin akademik klasik eğitime bir başkaldırı sonucunda üretildiklerini düşünmediğimden, ortaya koyulan işlerin de Türkiye modern ve güncel sanatını temsil edecek yeterlilikte olduklarını düşünmüyorum. Bir eserin Pop Art olabilmesi için referanslarının okunması gerekir, kaldı ki bunlar yöre bürokrat ve belediye başkanlarının ısmarlaması sonucu üretilmişlerdir. Komet’e şu noktada katılıyorum; genç sanatçılar bu işleri inceleyebilir. Bunu yaparken de bu absürt ve kitsch işler onları kendi yaratım süreçlerinde besleyebilir.”