Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
Şahinler Grubu’nun lideri Sedat Şahin, 20 Temmuz 2023’te tahliye edildi. Evindeki aramalarda, lav silahı dahil patlayıcı maddeler bulunan Şahin’in tahliyesinin siyasi olduğu yorumları yapıldı. Zira hapisten çıktıktan sonra Devlet Bahçeli’yi ziyaret etmiş, Cumhur İttifakı’nın destekçisi olduğunu göstermişti.
Tahliyenin ardından, Sarallar’ın liderlerinden Barış Saral, duruma öfkelendi. 29 Kasım 2023 tarihli duruşmada, adliyede bu işlerin rüşvetle yapıldığını anlattı. Mahkemedeki konuşmasının görüntüleri sosyal medyaya düştü.
Diyeceksiniz ki bunların Furkan ile ne ilgisi var?
Furkan, genç bir gazeteci olarak, herkesin konuştuğu o duruşmanın tutanaklarını buldu. 27 Aralık 2023’te haber yaptı. Saral, evinden patlayıcılar çıkan Şahin’in bırakılmasına isyan ediyor, “Bahçesinde tank mı olması lazımdı, obüs mü roketatar mı füze rampası mı olması lazımdı bu adamın örgüt olması için” sorusunu soruyordu. Anlattığına göre Şahin’in tahliye kararını vermek istemeyen hâkim izne çıkarılmış, yerine gelen hâkime karar verdirilmişti. Bu iş de rüşvetle yapılmıştı. “Bana dava açın ki ben bunları ispatlayayım” diyordu.
Furkan’ın haberinde, sadece herkese açık olan mahkeme tutanağı aktarılmıştı.
Ancak…
İstanbul Adliyesi’nde panik başladı. Herkese açık olsa da bu tutanak nasıl yayımlanabilirdi!
Furkan, yine “terörle mücadele eden kamu görevlisini hedef göstermek” suçlamasıyla gözaltına alınıp tutuklandı. Oysa ne haberdeki konu terör davasıydı ne de rüşvetin terörle mücadeleyle ilgisi vardı. Adı geçen yargıç ve savcılar, varsa Furkan’ın haberinde bir hata, her vatandaş gibi tekzip edebilirdi. Ama bunun yerine ellerinin altındaki yetkiyle Furkan’ı tutukluyorlardı.