Çocukluktan erişkinliğe, vücudun orantılı bir şekilde ilerlemesine “gelişim” diyoruz. Ekonomide ise kalkınmayı buna benzetiyoruz.
Cumhuriyet devrimleri ölçüsüz büyümeyi değil, kalkınmayı hedeflemişti.
Basma fabrikasının içindeki sinema, Köy Enstitüsünde öğretilen zootekni dersleri boşuna değildi. Kırda ya da kentte, işçi ya da köylü üreten bir toplum. Kafasıyla kolu aynı anda ilerleyen insan.
Sanayisi de tarımı da birbirini tamamlayan planlı bir gelişim.
AKP, son kırıntılarını da yıkarak kendi modelini koydu.
Örnek olsun, en büyük 250 müteahhit arasında 46 Türk var. 500 üniversitede ise sadece 2 tane.