Okura not:
Günün 11’i, Türkiye medyasındaki görüş ve yorum çeşitliliğini yansıtmak amacıyla hazırlanmaktadır. Aşağıda özetini bulacağınız yazıya yer vermemiz, içeriğini onayladığımız ve/veya desteklediğimiz anlamına gelmez.
İnci, tezini, burs aldığı Marmara Üniversitesi’ne, iş başvurusu yaptığı Sabancı ve Boğaziçi üniversitelerine vermiş. Doğal olarak basılı arşivde duruyor. Bir kaynağım aracılığıyla, tezin 250 sayfa fotoğrafına ulaştım. İntihal üzerine çalışan akademisyenlerden de yardım istedim. Acaba İnci’nin tezinden ne çıkacaktı?
Tez, önce OCR okuyucu yazılımı aracılığıyla metne çevrildi. Metne çevirirken, İnci’nin lehine olacak şekilde fotoğraf ve formüller gibi bazı kısımlar incelemenin dışında kaldı.
Sonra akademide intihal tespiti yapmakta kullanılan iThenticate ve Turnitin gibi yazılımlara sokuldu. Elbette bilgisayar programının bulguları akademisyenlerce değerlendirildi.
Sonuç: İnci’nin tezinin alıntılarla bezenmiş olduğu ortaya çıktı!
Naci İnci’nin tezindeki intihal bulguları iki türlü. Bir kısmı kendi yayımlarından. Akademide buna kendinden intihal (self-plagiarism) deniyor. Aynı metin, hem makale hem de tez olarak iki kez kullanılmış oluyor. Usul olarak hatalı olsa da bu durum kimilerince hoş görülebiliyor.
İkincisi ise İnci’nin başkalarından yaptığı usulsüz alıntılar. Bu inceleme yapılırken hem Naci İnci’nin kendi yayımları hem de tezin yayınlandığı 1992’den sonra yapılmış yayınlar hariç tutuldu. İşte asıl ilginçlik burada çıktı. Hatırı sayılır miktarda başka yayımlardan alınmış içerik bulundu.