MESUDE ERŞAN
@mesudersan
mesudeersan@diken.com.tr
Türkiye’nin komşusu Yunanistan’da, sivrisinekler aracılığıyla bulaşan Batı Nil virüsü enfeksiyonundan (BNVE) ölenlerin sayısı 14’e çıktı. Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Ekoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Salih Bülent Alten virüsün en önemli taşıyıcısı olan Culex cinsi sivrisineklerin Türkiye’de de yaygın olduğunu hatırlattı.

BNVE insanlarda nörolojik hastalıklara ve ölümlere yol açabilen, sıklıkla enfekte sivrisineklerin sokmasıyla bulaşan bir hastalık. Son 10 yılda Türkiye ve diğer ülkelerde daha yaygın görülen ve salgınlara neden olan Batı Nil virüsü (BNV), ilk kez 1937’de Uganda’da Batı Nil bölgesinde izole edilmişti. Kuşlardaysa ilk kez 1953’de Nil Deltası’nda tanımlandı. Virüsün kıtaları, okyanusları aşması çok zaman almadı. 1999’da İsrail ve Tunus’ta dolaşımda bulunan BNV suşu muhtemelen uçaklarla taşınan sivrisinekler aracılığıyla New York’a ulaştı ve ülkede büyük salgınlara neden oldu. Hastalıkla ilgili en büyük salgınlar Yunanistan, İsrail, Romanya, Rusya ve ABD’de oldu.
Türkiye’de ilk vaka 2009’da saptandı
Hala hastalık çoğunlukla Afrika, Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Amerika ve Batı Asya’da görülüyor. Avrupa Bölgesi ve Türkiye’nin komşu ülkelerinde 2018’den beri vaka sayılarında artış tespit ediliyor.
Türkiye’deyse ilk vaka 2009’da tespit edildi. 2010’dan günümüze 107 vaka ve 15 ölüm oldu.
BNV’nin yaşam döngüsünde, yabani kuşlar ana konak. Kuşlardaki viremi (virüs ya da virüse ait parçaların kan dolaşımını katılması) dönemi sivrisineklerin virüsü almasında kritik bir öneme sahip. Sivrisinekler, viremi döneminin birkaç gün sürdüğü enfekte kuşlardan beslenirken enfekte oluyorlar. Virüs, sivrisineklerin tükürük bezlerine yerleşiyor. Sivrisineklerin sokmasıyla da insana, atlara ve başka bazı büyükbaş hayvanlara geçiyor. Dolayısıyla göçmen kuşlar ve sivrisinekler hastalığın yayılmasında etkili.
Türkiye’de 62 sivrisinek türü yaşıyor
Alten Türkiye’de 62 sivrisinek türü bulunduğunu söyledi. Bu büyük bir sayı. Alten, “Her bir türünün hastalıklar için vektör olma potansiyeli bulunuyor. Ancak şu anki tespitlerimize göre hepsi vektör değil” dedi.
Binlerce yıldır buralarda olan Culex’lerin uyum yeteneği en yüksek sivrisinekler olduğunu belirten Alten, şunları dedi: “Çok değişik habitatlarda, kanalizasyondan içme suyuna kadar her yerde yaşayabilir. Küçük, orta, büyük ölçekli her türlü su birikintisinde, özellikle bataklık dediğimiz sulak alanlarda çok var. Hızlı bir şekilde ürerler. Sıcaklık farklarına dayanıklıkları çok yüksek. Kutuplar hariç dünyanın her yerine yayılmış. Türkiye’nin çok büyük bir kısmında Culex yaşıyor.”

Küresel ısınma yayılımı artırdı
Küresel ısınma enfeksiyon taşıyıcı sivrisineklerin yeni alanlara yayılımını artırdı. Tropikal bölgelerden kuzeye doğru bir akış var. Yağmur rejimi değişti. Sivrisineklerin yumurta ve larvaları suda yaşıyor. Sıcaklık ortalamaları yükseldi. Mevsimler kaydı.
Alten, “Dolasıyla sivrisineklerin üremesi için ihtiyaçları olan ılıman hava uzun zamana ve ülkeye yayıldı. Bizim ülkemiz de Akdeniz kuşağında ve bunlardan biri. Çok sayıda sulak alanımız da var” dedi.
Sivrisineklerde BNV saptanıyor
Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2020, 2021 ve bu yıl hiç BNVE vakası ve ölüm yok. Göçmen kuşların göç yolu üzerinde olmamıza, vektörünün bulunmasına ve yakın komşularımızda bu kadar yaygın görülmesine rağmen bizde vaka hiç olmaması mümkün mü?
Hacettepeli profesör bu soruyu şöyle yanıtlıyor: “Bilim insanıyım ve elimde veri olmadan konuşamam. Ama virüsün sirkülasyonu var, her tarafta dolaşıyor. Virüsü değişik yerlerde topladığımız sineklerde buluyoruz. İnsan ve hayvan sağlığı üzerindeki etkileri üzerine elimizde veri yok.”
2030-35’lerde sivrisinekler gibi canlılar tarafından taşınan hastalıklar çağı olacağını belirten Alten, “Zaten vardı ama daha da yükselecek” dedi.
Bir çift sivrisinekten 5-6 trilyon üreyebilir
Sivrisinekler uygun ortam hızla ürüyor. Bir erkek ve dişiden uygun şartlar altında 200 tane yumurta çıkıyor. Bunun yüzde 95’inden fazlası açılıyor. Dolayısıyla sivrisinekle mücadelenin esası, üreme alanlarının kontrolü. Kaynak yerinde kontrol edilirse, durgun su olmazsa sivrisinekler üreyemezler. İlk yapılması gereken kaynakların azaltılması ve yok edilmesi olmalı. Alten şunları anlattı:
“Mücadele edilmezse bir çiften, 5-6 trilyona ulaşıyor. Böyle bir canlıyla mücadele ediyoruz. İlaçlara da direnç geliştiriyorlar. Ne yazık ki Türkiye ve dünyanın birçok yerinde tek yöntem olarak kimyasal ilaçlama yapılıyor. Bu yüzden sivrisineklerde direnç oluşuyor. Sadece Türkiye’nin sorunu değil. Bütün dünyanın sorunu. ABD’de BNVE’den yılda binin üzerinden insan ölüyor.”
Sivrisineklerle mücadelede Sağlık Bakanlığı ve belediyelerin büyük rolünün yanı sıra herkese düşen görevler var. Bahçe kovalarındaki sular, saksı altlarındaki haznelerde bile üreyebiliyorlar.
Alten, şunları dedi: “Halkı eğitmeyi başarırsak, mücadelenin yüzde 50’sini başarmış oluruz. Birlikte ve bilimsel yöntemlerle mücadele etmek dışında yolumuz yok. Sivrisinek 350 milyon yıldır burada. İnsanın geçmişi daha 20 bin yıl. Sorunun üstesinden ancak bilimle gelmek mümkün. Öyle her tarafı ilaçlamakla halledilemez.”
Asya kaplan sivrisineği ‘şehirli‘
Türkiye’ye son yıllarda giren sivrisineklerden biri de Aedes yani Asya kaplan sivrisineği. İlginç bir şekilde Aedes, Culex’in olduğu yerlerde bulunmuyor.
Aedes İstanbul’un 35 ilçesinde saptandı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, bilim insanlarından da destek alarak mücadele etmeye çalışıyor. Profesör, Asya kaplan sivrisineğinin bir şehir sineği olduğunun altını çizdi: “Örneğin İstanbul bir insan ormanı, 20 milyon insan yaşıyor. Küçük bir alanda olağanüstü yapılaşma var. Asya kaplan sineği, ne kadar çarpık yapılaşma varsa o kadar artıyor. Aklınızın hayalinizin almayacağı yerlerde, örneğin mezar taşlarındaki su hazneleri bile en önemli üreme alanlarından biri. Ağaç kovuklarında, rögarlarda vs. ürüyorlar.”
İkinci el lastik ve şans bambularıyla geliyorlar
Asya kaplan sivrisineği Dang humması, chikungunya, zika hastalıkların virüslerini taşıyabilen bir tür. Bu hastalıklar henüz Türkiye’de tanımlanmadı. Ancak önümüzdeki zamanda görülmeyeceği anlamına gelmiyor.
Alten, Asya kaplan sivrisineğinin en önemli taşınma yollarından birinin ithal edilen (Romanya, Gürcistan’dan) ikinci el araba lastikleri olduğunu söyledi. Lastiklerin içinde biriken sularla bu sivrisinekler ürüyor: “Buraya ulaştıklarında açıkta depolanıyor. Yine içlerinde biriken yağmur suları üreme için uygun ortamı hazırlıyor.”
Bir başka taşınma yöntemiyse Uzakdoğu’dan ithal edilen şans bambuları. Saksılarındaki su emdirilmiş süngerlerle yumurtaları buraya, market rafına kadar ulaşıyor. Alten, “Yumurtalar buraya gelene kadar dayanıyor” diye anlattı.
‘BNVE iyi izlenmiyor‘
Türkiye göçmen kuşlarının göç yolu üzerinde. BNV’nün vektörü sivrisinek de çok. Yani enfeksiyon görülmesi sürpriz değil aslında.
Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Serap Yavuz Şimşek’in verdiği bilgiye göre Türkiye’de önceki yıllarda görülen BNVE salgın bölgeleri, başlıca kuş göç yolları üzerinde bulunuyor. Türkiye’nin ilk vakası 2009’da Manisa’daki bir hastaya konuldu. Enfeksiyon Nisan 2011’den beri bildirimi zorunlu hastalıklar arasına alındı.
Akdeniz, İç Anadolu, Güneydoğu Anadolu ve Marmara bölgelerinde BNVE vakaları görüldü. İstanbul’un ilk vakasınaysa 2017’de İstanbul Tıp Fakültesi’nde tanı konuldu. Bakanlığa göre 2019’daki 10 vakadan sonra ülkede hastalık ve ölüm görülmedi.
BNVE’de 100-200’de hastadan birinde beyin tutulumu görüldüğünü belirten Şimşek, şöyle konuştu: “Hastalığın sürveyansı (takibi) iyi değil. Bütün enfeksiyon hastalıklar gibi bunu da yakın takip etmemiz gerekiyor. Sürveyans yapılmadığında daha ağır tablolarla karşılaşıyoruz. Olay çığrından çıkmadan, ne durumda olduğumuzu çok yakından izlemek önemli. Sağlık Bakanlığı’nda test her zaman olmayabiliyor. Bizim İstanbul Tıp Fakültesi’ndeki kliniğimize 2019’dan beri kuşkulu vaka gelmiyor. Bu enfeksiyon belli aralıklarla pikler yapar.”
Yaşlılarda daha riskli
Hastaların yüzde 80’i sessiz geçiriyor. BNV’nin kuluçka süresi üç-14 gün. Ani başlayan ateşle birlikte baş ağrısı, halsizlik, kas ağrıları, bulantı-kusma, karın ağrısı ve ishal ve döküntü görülüyor. Daha şiddetli vakalarda baş ağrısıyla birlikte görülen yüksek ateş, halsizlik, boyunu dik tutamama, uyuşukluk, zihinsel karışıklık, koma, kas titremeleri gibi belirtiler dikkat çekiyor.
Belirtili vakaların yaklaşık yaklaşık yüzde 90’ında Batı Nil Ateşi gelişirken, yüzde 10’unda sinir sistemi tutulumuyla giden Batı Nil Nöro-İnvazif Hastalığı (BNNI) görülüyor. Yani toplam BNV’yle enfekte kişilerin yaklaşık yüzde 2’sinde sinir sistemi tutulumu oluyor. İleri yaş, kronik hastalıklar (diyabet, hipertansiyon, böbrek hastalıkları, bağışıklığı baskılananlar) ciddi enfeksiyon için riski artırıyor.
BNV’nin bir aşısı henüz yok. Etkili bir antiviral ya da etkinliği kanıtlanmış başka ilacı da bulunmuyor. Tedavi belirtilere yönelik uygulanıyor. Dolayısıyla koruyucu önlemleri almak önemli.
Şimşek, şöyle konuştu: “Sivrisinekler birçok hastalık taşıyabilirler. Culex zaten vardı ama Asya kaplan sivrisineğinin İstanbul’da görülmesi sıkıntı. Culexler gece ısırıyor, bunlar gündüz de. Daha önce karşılaşmadığımız için aşırı duyarlıyız. Taşıdıkları hastalıklar tehlikeli. Sivrisineklerden korunmak için kurumsal önlemler kadar kişisel önlemler önemli.”

Sivrisinek sokmasına karşı alınabilecek önlemler
Culex cinsi sivrisinekler yumurtalarını kirli sulara paketler halinde bırakıyor. BNV enfeksiyonu sivrisinekler yoluyla bulaştığından en önemli korunma yöntemi sivrisineklere maruziyetin en aza düşürülmesi. Culex cinsi sivrisinekler gece beslendiklerinden özellikle geceleri korunmak önemli.
Irmak kenarları, havuzlar, kuyular, yağmur suyuyla yerde, kayalıklarda, oluşan su birikintileri, bataklıklar, ağaç kovukları, erimiş kar suları, su dolu lastik, teneke, saksı altları sivrisinekler için ideal üreme alanları. Bu nedenle:
* Lastik tekerlek içleri, teneke kutular, boş saksılar, su varilleri gibi kolay üreyebilecekleri yerlerde su birikmesi önlenmeli.
* Su biriktiren kap ve oyuncaklardaki sular boşaltılmalı, kullanılmadığı zaman ters çevrilmeli.
* Hayvan sulukları, yalakları düzenli temizlenmeli. İçindeki sular haftada en az üç kez değiştirilmeli.
*Açık fosseptik çukurlar kapatılmalı.
*Yüzme havuzları kışın ya üzeri örtülmeli ya da boşaltılmalı.
*Kapı ve pencerelere sinek teli takılmalı.
*Sinek kovucular kullanılmalı.
*Sineklerin çok olduğu dönemlerde cibinlik kullanılmalı.