DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin sığınmacılar ve göç sorununa ilişkin çözüm önerilerini açıkladı. Babacan açıklamasında son dönemde artan nefret kampanyalarını işaret ederek, “Gerçekçiyiz, nefrete de pabuç bırakmayacağız. Derdimiz prim yapmak değil” dedi.

Babacan, kurmayları ile birlikte göç ve sığınmacılara yönelik çözüm önerilerini açıkladı. Eylem planı 31 sayfadan oluşurken, 90 ve 360 gün için ayrı ayrı eylem planları yer aldı. Eylem planları toplamda 48 maddeden meydana gelirken, Cumhurbaşkanlığı, İçişleri Bakanlığı, Dış İşleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı gibi birimlerin yapacakları çalışmalar ve yasal düzenlemelere yer verildi.
Açıklamada konuşan Babacan, sınırlarda güvenlik adına hiçbir şey kalmadığını söyleyerek, insan kaçakçılığına karşı niyetin ortaya konmasının önemli olduğunu söyledi.
Son dönemde başta Zafer Partisi’nin genel başkanı olan Ümit Özdağ ve belirli grupların yürüttüğü nefret kampanyalarına ilişkin de isim vermeden değerlendirmelerde bulundu. Babacan, “Nefrete pabuç bırakmayacağız” dedi.
Eylem planında yer alan ifadelerinin uluslararası hukuk terminolojisine uygun olduğunu vurgulayan Babacan, ülkenin menfaatleri dışında kırmızı çizgileri olmadığını ifade etti. Babacan, Şam yönetimi, AB ve ilgili tüm ülkelerle görüşmeye açık olacaklarını ve diplomasi trafiği yürüteceklerini belirtti.
Suriye’de güvenliğin sağlanması ile Suriyelilerin geçici koruma statülerinin sonlandırılacağını belirten Babacan, kontrolsüzlüğe son vereceklerini aktardı.
Vatandaşlığın ‘promosyon’ olarak dağıtıldığını belirten Babacan, Türkiye’deki Suriyelilerin geçici koruma statüsünde olduğunu belirterek, yasalara göre bu statüde olanların vatandaş olamayacaklarını söyledi. Babacan, iktidarın 200 bin Suriyeli sığınmacının vatandaş olduğu yönündeki açıklamaları hatırlatarak, verilen bu vatandaşlıkların Erdoğan’ın imzası ile verildiğini hatırlattı.
Erdoğan’a da sorular yönelten Babacan, “Vatandaşlık vermek için kriterleriniz nelerdir? Neye göre bu kararları veriyorsunuz? Kime ve ne için vatandaşlık veriyorsunuz?” dedi.
Babacan açıklamasından satır başları şu şekilde:
*Türkiye’de toplam yaklaşık 6 milyon sığınmacı ve düzensiz göçmen olduğu tahmin ediliyor. Bakın, ‘tahmin ediliyor’ diyorum çünkü devletin güvenilir bir istatistiği yok. Hükümetin bir göç politikası yok.
*Evrensel insan hakları anlayışı ile ülkemizin güvenlik ihtiyacı yarıştırılıyor. Oysa öyle değil. Biz önce bu dar kalıpları aşmak zorundayız. Biz, ülkemizin güvenlik ihtiyacını, insan haklarını gözeterek karşılayabilecek bir birikime sahibiz.
*İktidarın politikasızlığını değil de sığınmacıları ve göçmenleri hedef alan sorumsuz siyaset anlayışını reddediyoruz.
*Göç konusunda hukuk devleti pusulasından şaşmayacağız. Nefret söylemlerine de pabuç bırakmayacağız. Kirli dil sahiplerinin, toplumu göçmenlere karşı kışkırtmasına da karşı duracağız.
*Gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Sığınmacılar ve düzensiz göç sorununu çözecek en kapsamlı yaklaşımı DEVA Partisi olarak biz oluşturmuş durumdayız. Biz gerçekçiyiz. Doğruları söylüyoruz.
*Derdimiz göç sorunu üzerinden prim yapmak değil, bu sorunu çözmektir. Meseleyi üç başlıkta ele alıyoruz: Bir, güçlü kurumsal yapı, iki güvenli sınırlar, üç gerçekçi geri dönüş.
*Düzensiz göçmenleri kendi ülkelerine veya Türkiye’ye giriş yaptıkları sınır komşumuza sınır dışı edeceğiz. Başka bir kimlikle ülkemize girmek isteyen düzensiz göçmenleri ise biyometrik kayıtlarla tespit edip engelleyeceğiz.
*Öldürülme, işkence, insanlık dışı onur kırıcı ceza ya da muamele tehdidi altında olmayanların Türkiye’ye rahatlıkla girmesi ve yerleşmesine son vereceğiz.
*Suriye’de güvenliğin sağlanması, Suriye vatandaşlarının ülkelerine dönebilmelerinin şartlarının oluşturulması için başta Şam yönetimi, Rusya, Amerika, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler olmak üzere herkesle görüşeceğiz.
*Hukuk sistemimizde geçici koruma altındakilerin vatandaşlığa başvuru hakkı yok. Suriyelilere hangi mevzuata göre veriyorsunuz? Kimseye mevzuata aykırı olarak vatandaşlık vermeyeceğiz. Yabancılar için istisnai vatandaşlık koşullarını değiştireceğiz ve daraltacağız
*İçişleri Bakanı, kayıt dışı çalışmadan bahsederken adeta kölelik düzeninin oluşturulmasından gururla bahsetmişti. Zihinlerinin gerisinde bu var. Çalışma barışını yaralayan bu hukuksuzluğa son vereceğiz.”