Adı Hadi Matar. 24 yaşında. Geçtiğimiz cuma günü Amerika Birleşik Devletleri’nin New York Eyaleti’nde 75 yaşındaki ünlü yazar Salman Rüşdi’yi bıçaklayan saldırgan. Evet, 24 yaşında bir genç 75 yaşındaki bir yazarı öldürmek istedi. Rüşdi ben bu yazıyı kaleme alırken yaşam mücadelesini sürdürüyordu. Her ne kadar solunum cihazından çıkıp ölüm riskini atlatmış olsa da gelen haberler çok parlak değil. Yazarın bir gözünü kaybettiğine kesin gözüyle bakılıyor. Rüşdi, düşüncelerinden ötürü neredeyse yaşamından oluyordu.
Yayımlandığında henüz hayatta bile olmayan, ancak on yıl sonra dünyaya gelen, Hadi Matar’ın kin ve nefreti nereden besleniyor? Matar acaba bu kitabı okumuş mudur? Kitabı okuyup okumadığını bilmiyoruz. Bildiğimiz, bir insanın düşüncelerinden dolayı yaşamına son vermek isteyecek kadar gözünün dönmüş, kin ve nefretle beslenmiş olduğu. Önceki kuşaklardan aktarılan kinini biliyoruz. O kin, kitabın farklı dillerde yayımlanmasını mümkün kılan çevirmen ve yayıncıları da otuz yılı aşkın bir süredir hedef alıyor. Fransız Libération gazetesinin haberine göre, kitabın yayımlanmasına tepki olarak şimdiye kadar çoğu Salman Rüşdi karşıtı eylemlerde olmak üzere, kitabı başka dillere çevirenler dahil 59 kişi öldürüldü. Rüşdi on yıl boyunca gizlilik içinde ve koruma altında yaşamını sürdürmek zorunda kaldı.