Devlet Tiyatrolarının başına adını dahi anmak istemediğim maçoluk abidesi şahıs getirilmiş. Tiyatroya bir darbe de oradan. Bazılarımız tepkimizi tweet atarak gösteriyor. Hoş ben onu da yapmak istemedim. Ancak şu da bir gerçek ki, tweetler çıkmaz sokaklardan kurtulmamıza yetmiyor.
Depremde ailelerini kaybetmiş çocuklar tarikatların eline düşmüş. Gündemin en başında yer alması gereken bu iç yakıcı mesele “taze müdür” kadar meşgul etmiyor ajandamızı.
İnkâr ve görmezden gelme ile mi üstesinden gelmeye çalışıyoruz, yoksa gerçekten duymuyor ve görmüyor muyuz, emin değilim. O çocukların ne halde olabileceği düşüncesi uykularımı kaçırıyor, ama bu halimin kimseye faydası yok.
Biz bu duruma sessiz kalıp o çocuklara sahip çıkmadıkça depremde kaybettiklerimiz o binaların altında yeniden ve daha fazla eziliyor. Dünyayı başlarına bir de biz yıkıyoruz.