Keşke eski pazarları yaşayabilsek dememek için yazdım bu yazıyı. Keşkeler yerine hadi kuralı uyarınca.
Ne yaşadığımızı iyi biliyoruz da ne yaşamak istediğimiz konusunda ortaklaşabilsek olacak gibi. Tecrübeye yaslanırken yarına olan heyecanı ve merakı kaybetmeden.
Fiyatından bağımsız lezzetine bakarak alınmış tam yağlı beyaz peynir, tabakta ekmek banmalık iyi bir zeytinyağı, mis kokulu domates, komşular tok, kahvaltıya misafir gelecek dostlar bol, gazetede neşeli köşe yazıları, karikatürler, şarkılar, sinema, edebiyat cezadan azade günün kalanını beklemekte. Ertesi sabahtan korkmadan bir pazar.
İnsanca yaşam bu işte, çocuklukta kalan bir anı değil geleceğe dair bir amaç. Bir pazar kahvaltısı bile anlatabiliyor insanca bir yaşamı.
Amaç mutlu ediyor insanı.
Kalabalık, neşeli ve umutlu karşılıyorum yeni bir yaşı.
Mutluyum affınıza mağruren.
Mutluluğun affa tabi olmayacağı bir ülke hayaliyle, daralan vaktimden bir “Geniş Zaman” yazısı..