Geçen hafta Hafıza Odası Sergisi büyük gündem oldu.
Ben sanat eleştirmeni değilim, kelimelerle benim işim. O yüzden hafıza kelimesine takıldım.
Hafıza, bellekle eş anlamlı.
Psikolojide bellek, geçmiş yaşantıların, kazanılan bilgi ve becerilerin saklanmasını ve gerektiğinde yeniden canlandırılmasını sağlayan bilişsel bir süreç diye geçiyor. (…)
Hafıza Odası hangi belleğin kapılarını açtı?
O coğrafya insanı için uzun sürekli bellekten geri çağrılması gereken bilgiler miydi bunlar yoksa hayatın hâlâ tam içindeki gerçeklik miydi?